sultan abdülaziz - omü sözlük
(b:`Kanlı Mintan`)

“Bizim yapamadığımızı siz yapın Efendim,” dedi.
Arkasını dönüp, hiçbir şey söylemeden yürümeye başladı Gökalp.
“Seni nerede bulabilirim?” diye sordu Abdülhamit.
Usulca dönen Gökalp, “Güneş doğar, vakti gelince batar. Şüphesiz, batması doğmasına delildir,” dedi.
Abdülhamit, bu gizemli adamın ne demek istediğini anladı. Tebessüm etti. Elindeki yüzüğe baktı.
“Doğu ve Batı… Bir gün kudretli bir adam gelir de ikisini bir ederse…” diye mırıldandı.

Bahçeye düşen eflatuni ışık şavkları, siyah zemin üzerinde iç içe geçmiş turkuaz renkli çift hilali mesh etti. Çiçek tarhları arasında yürüyen adam kısa zaman sonra gözden kayboldu.

Hanedan’ın son demleri… Borç içindeki saltanat…
Sonu gelmeyen taht kavgaları, türlü entrikalar…
Dış mihrakların eliyle oynanan sayısız oyun; gizli örgütler, saltanat karşıtları, Masonlar…
Dostun düşmana karıştığı zamanda yalnız bir sultanın devletin bekasını sağlama çabası…
Her şeyden arda kalan hal olmuş bir padişah, kanlı bir mintan… [(b:alıntıdır)]

vakti olan varsa okumalı bu kitabı tarih düşkünü olanlar özellikle. (u: gerçek meraklısına hediye ederim bak)
\"pehlivan\" lakaplı osmanlı padişahı. kimi kaynaklarda öldürüldüğü, intihar süsü verildiği söylenir ama güçlü, kuvvetli olmasından dolayı ona kimsenin bunu yapamayacağı, kendisinin intihar etmiş olduğu söylenir.
ağabeyi `sultan abdülmecid`\'in vefat etmesi üzerine, 1861 yılında osmanoğulları hanedanından 32. hükümdar olarak `devlet-i aliyye`\'nin başına geçmiştir.

sultan abdülaziz, osmanlı geleneklerini kırarak yurt dışına çıkan ve avrupa başkentlerini ziyaret eden ilk osmanlı padişahı, ayrıca yavuz sultan selim\'den sonra mısır\'a giden ikinci osmanlı padişahıdır. ııı. napolyon\'un davetlisi olarak 1876\'da paris\'e giderek bir süre fransa\'da kalmıştır. daha sonra kraliçe victoria\'nın daveti üzerine londra\'ya gitmiş, ardından istanbul\'a dönüş yolunda da avusturya\'ya uğramıştır. üç ay süren ve avrupa\'da büyük yankı bulan bu gezisinden sonra, sultan abdülaziz\'den hoşlandığı dedikoduları yapılan fransa imparatoriçesi eugènie ve avusturya imparatoru franz joseph de istanbul\'u ziyarete gelmişlerdir.

abdülaziz hükümdar olduğunda, karşısında duran en ehemmiyetli iç mesele, devletin içerisinde bulunduğu malî bunalımın sebebiyet verdiği dış borçların aşılmasıydı. fakat, onun döneminde de devletin dış borç sorunu aşılamamış, hatta daha da artmıştır. yine, önünde duran bir diğer büyük sorun, siyasî olarak devlet-i aliyye bağlı farklı halkların bağımsızlık hareketleri olmuştur. bu soruna da bir çözüm politikası geliştirilememiş, sırplar belgrad\'ı işgâl altına almış, romanya bağımsızlığını ilân etmiş, girit\'e özerklik tanınmıştır.

sultan abdülmecid döneminde eğitim ve hukuk alanlarında başlayan inkılâp ve modernleşme hareketleri, sultan abdülaziz döneminde de devam ettirilmiştir. bu dönemde yeni vilayet örgütlenmesine geçilmiş, kadılık kurumu daha sık denetlenmeye başlanmıştır. bugünkü danıştay ve sayıştayın öncüleri olan şurayı devlet ve divan-ı muhasebat kurumları hayata geçirilmiş; donanmanın modernleşmesi için çalışılmış; bankacılık kurumları, deniz yolları, istanbul tramvay ve tünel işletmesi sultan abdülaziz döneminde çalışmaya başlamışlardır. bunlar dışında eğitim alanında çeşitli yenilikler yapılmıştır.

sultan abdülaziz, ağabeyi merhum sultan abdülmecid gibi iç ve dış sorunlar karşısında sık sık sadrazam değişikliğine gitmiştir. 15 yıllık saltanatı boyunca tam 16 sadrazamla çalışmıştır. bunlar arasında en önemli isimler ali fuad paşa ve midhat paşa\'dır.

sadrazam ali fuad paşa\'nın 1871 yılında vefatının ardından, sultan abdülaziz dış politikada çarlık rusyası ile yakınlaşmıştır. osmanlı devleti\'nin rusya ile yakınlaşması, batıdaki avrupa devletlerini rahatsız etmiştir. bu sebeple büyük avrupa devletleri, (özellikle ingiltere ve fransa) dış borçları bahane ederek sık sık osmanlı devleti\'nin iç işlerine müdahale etme girişimlerine yönelmişlerdir. balkan devletlerinin birbiri ardına ayaklanmaya başlaması devletin içerisinde bulunduğu buhranı had safhaya çıkarmıştır. böyle bir ahval ve şerait içerisinde, dönemin önde gelen devlet adamlarının ve komutanlarının düzenledikleri bir darbeyle, 30 mayıs 1876 tarihinde sultan abdülaziz tahttan uzaklaştırılmıştır.

sultan abdülaziz, 4 haziran 1876 tarihinde feriye sarayı\'nda bilekleri kesilmiş hâlde ölü bulunmuştur. intihar şeklindeki ölümü şüphelidir.