Bugün TBMM’nin Çankaya Kapısı önünde sabah saatlerinde ilginç bir olay yaşandı. M.E.F. isimli şahıs, Mersin’den getirdiği beyaz Toros marka otomobili meclis kapısının önüne bırakarak ateşe verdi. Olay yerine hızla itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi, araç kısa sürede söndürüldü ve şahıs gözaltına alındı.

"Beyaz Toros"un Türkiye siyasi tarihinde simgesel bir anlamı var. 1990’larda faili meçhul cinayetlerle özdeşleşmiş, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da halkın hafızasında korku sembolü olarak kalmıştı. Bu yüzden meclis önünde böyle bir aracın yakılması, birçok kişi tarafından sembolik bir protesto olarak yorumlandı.

Şüpheli gözaltına alınırken “Allah’ın adaletini istiyorum” diye bağırdığı aktarıldı. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre şahsın hurdacı olduğu, hurda araç teşvikiyle ilgili beklentisi gerçekleşmeyince böyle bir yola başvurduğu, ayrıca 16 farklı suç kaydı bulunduğu açıklandı. Daha önce Mersin Adliyesi önünde de benzer bir araç yakma eylemi gerçekleştirmiş.

Bu olay sembolik mi, yoksa bireysel bir çıkış mı? Yorumu sözlük okuruna bırakıyorum.
Günlük hayatta kullandığımız birçok kelimenin aslında çok farklı kökenleri vardır. Örneğin, “para” kelimesi eski Bizans parası olan “para nomos”tan gelir. “Saat” kelimesi Arapça kökenlidir. İnsanlar günlük konuşmada kullandıkları kelimelerin nereden geldiğini merak ettikleri için bu başlık ilgi çeker. Aynı zamanda fazla işlenmediğinden düşük rekabetli bir alanda içerik üretme fırsatı verir.
Dünya tarihinde birçok dil konuşulmuş ancak zamanla unutulmuştur. Örneğin, Hititçe bir dönem Anadolu’da yaygınken bugün yalnızca arkeolojik kaynaklardan biliniyor. Benzer şekilde Etrüsk dili de çözülememiş gizemler barındırıyor. Bu başlık, dil meraklıları ve tarih sevenler için ilgi çekici olur. Ayrıca çok popüler bir konu olmadığından rekabet seviyesi düşük kalır.
Miladi takvimden önce Türkler on iki hayvanlı takvim kullanıyordu. Bu takvimde her yıl bir hayvanla temsil edilirdi: sıçan, öküz, pars, tavşan gibi. Çin kültürüyle benzerlik gösterse de aslında Türklerin kendine özgü bir sistemiydi. Günümüzde pek bilinmediği için bu konu oldukça merak uyandırıcı olabilir. Kültür ve tarih meraklılarının ilgisini çekecek, rekabeti düşük bir başlıktır.
Anadolu’da yüzlerce yıl boyunca farklı kültürler yaşamıştır ve bu kültürlerden kalan birçok gelenek günümüzde unutulmuştur. Örneğin, yağmur duası ritüelleri, bereket için yapılan halk dansları ya da nazardan korunmak için kullanılan eski yöntemler. Bu başlık, kültürel mirasımızı araştırmak isteyenler için hem özgün hem de düşük rekabetli bir içerik üretme fırsatı sunar.
Türk mitolojisi aslında çok zengin bir yapıya sahiptir fakat çoğu kişi yalnızca birkaç tanesini bilir. Örneğin, Erlik Han yer altı dünyasının hakimi olarak geçerken, Alkarısı doğum yapan kadınlara musallat olduğuna inanılırdı. Yada Umay Ana bereket ve doğurganlık ile ilişkilendirilirdi. Bu tür mitolojik varlıkları anlatan içerikler özellikle gençler ve kültür meraklıları için ilgi çekici olur. Ayrıca rekabeti düşük bir alandır çünkü çok fazla kaynakta işlenmemiştir.
Bugün kahve kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası olsa da Osmanlı’da dönem dönem kahve yasaklanmıştır. 16. yüzyılda kahvehaneler sosyal hareketliliğin artmasına sebep olduğu için devlet bazı dönemlerde kahveyi yasaklamıştır. Hatta yakalananlar cezalandırılmıştır. Bu tür tarihi anekdotlar, kültürel araştırmalar ve meraklı okuyucular için ilginç bir konu sunar. Ayrıca çok sık işlenmediği için rekabet seviyesi düşük bir başlıktır.
Bilim tarihinde birçok kadın mucit önemli buluşlara imza atmış fakat isimleri yeterince öne çıkmamıştır. Mesela Ada Lovelace, ilk bilgisayar programcısı olarak bilinir. Fakat ondan önce de farklı alanlarda çalışan kadın mucitler olmuştur. Örneğin Mary Anderson, silecek sistemini icat etmiştir. Bu başlık, kadınların bilim ve teknolojiye katkılarını öne çıkarır. Aynı zamanda rakibi düşük bir konudur çünkü genelde popüler medyada yeterince işlenmemiştir.
Patent dünyasında bazen gerçekten ilginç ve garip buluşlar kayıtlara geçmiştir. Örneğin, 1990’larda “kedi egzersiz cihazı” için alınan bir patent ya da yağmur damlalarını farklı renklere dönüştürmeyi amaçlayan sistemler oldukça dikkat çekicidir. Bu tür konular teknoloji ve icat meraklılarını cezbeder. Aynı zamanda çok popüler olmadığından rekabet seviyesi düşüktür. İnsanların merak edip paylaşabileceği, eğlenceli ve öğretici içerik üretmek için idealdir.
Bugün Türkiye’de kullanılan birçok isim aslında eski Türk kültüründen gelmektedir. Fakat çoğu kişi bu isimlerin kökenini bilmez. Mesela “Alp” cesur ve kahraman anlamına gelirken, “Ayça” ayın ince hilal şeklini temsil eder. Benzer şekilde “Tarkan”, eski Türk ordusunda önemli bir unvanı ifade eder. Bu başlık, ziyaretçilerin çocuklarına isim seçerken ya da kültürel araştırma yaparken ilgisini çekecektir. Hem bilgilendirici hem de özgün bir içerik olacağı için düşük rekabetli bir alan oluşturur.