Hasretinden prangalar eskittim adlı bir şiir kitabını defalarca okuduğum kişi
Hasretinden Prangalar Eskittim adlı şiiri Suavi tarafından başarı ile yorumlanan, gönül adamı
nesli tükenen onurlu şahsiyetli sol görüşlü yazar kitlesinin son örneklerinden
hasretinden prangalar eskittim (1968) şiir kitabıyla ünlü şair.
\"canım benim,
bilir misin \"canım\" dediğimde içimden canımın çıkıp sana koştuğunu duyarım hep.
ya sen olmasaydın? büsbütün iğrenç bulacaktım evreni. saçmalamıyorum ya? seninle, yüzyılların hayvan ötesi tutukluğuna ve donan insan düşüncesine bir can, bir haysiyet verebiliriz gibime geliyor. yalansız, riyasız, çıkarsız bir haysiyet. belki ömrümüz yetmez başarmaya, hiç değilse en zekilere ve teşnelere duyurabiliriz. şimdi birileri olsa \"boş ver bu iri lafları, yaşayalım\" derdi. yaşamak, burnunu, kulaklarını, gözlerini ve oralarını unutarak yaşaması mümkün mü bizim gibilerin? ben bütün bu -belki de manasız- iç sıkıntılarından senin var olduğunu hatırlayarak sıyrıllıyorum. bir pınar, bir dağ suyu gibi dinlendiriyor, kandırıyorsun. bu bakımdan gelmiş geçmiş ademoğulları içinde şüphesiz en şanslı durumdayım. nasıl kıvranıyor, gizliden gizli seviniyorum bilsen.. kimseler yaşamadı bunu diyorum.
sabah gözlerimi sana açarım.akşam, uykularımı senden alırım.nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade baş dönmesini bulurum. böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik, açgözlülük eder, seni üzerim. aklıma gelmez ki seni usandırır, sana gına getiririm. sana dert, sana ağırlık, sana sıkıntı olurum. nemsin be? sevgili, dost, yar, arkadaş...hepsi. en çok da en ilk de leyla-sın bana. bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. uçan kuşum, akan suyumsun. seni anlatabilmek seni. ben cehennem çarklarından kurtuldum, üşüyorum kapama gözlerini.
ne tuzsuz şeydi şu dünya be. geldin, buldun, şenlendirdin, insan ettin beni. yemeyip-içmeyip, yatmayıp-uyumayıp, seni anlatmalı bu yürek. \"
(bkz: leylim leylim)
bilir misin \"canım\" dediğimde içimden canımın çıkıp sana koştuğunu duyarım hep.
ya sen olmasaydın? büsbütün iğrenç bulacaktım evreni. saçmalamıyorum ya? seninle, yüzyılların hayvan ötesi tutukluğuna ve donan insan düşüncesine bir can, bir haysiyet verebiliriz gibime geliyor. yalansız, riyasız, çıkarsız bir haysiyet. belki ömrümüz yetmez başarmaya, hiç değilse en zekilere ve teşnelere duyurabiliriz. şimdi birileri olsa \"boş ver bu iri lafları, yaşayalım\" derdi. yaşamak, burnunu, kulaklarını, gözlerini ve oralarını unutarak yaşaması mümkün mü bizim gibilerin? ben bütün bu -belki de manasız- iç sıkıntılarından senin var olduğunu hatırlayarak sıyrıllıyorum. bir pınar, bir dağ suyu gibi dinlendiriyor, kandırıyorsun. bu bakımdan gelmiş geçmiş ademoğulları içinde şüphesiz en şanslı durumdayım. nasıl kıvranıyor, gizliden gizli seviniyorum bilsen.. kimseler yaşamadı bunu diyorum.
sabah gözlerimi sana açarım.akşam, uykularımı senden alırım.nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade baş dönmesini bulurum. böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik, açgözlülük eder, seni üzerim. aklıma gelmez ki seni usandırır, sana gına getiririm. sana dert, sana ağırlık, sana sıkıntı olurum. nemsin be? sevgili, dost, yar, arkadaş...hepsi. en çok da en ilk de leyla-sın bana. bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. uçan kuşum, akan suyumsun. seni anlatabilmek seni. ben cehennem çarklarından kurtuldum, üşüyorum kapama gözlerini.
ne tuzsuz şeydi şu dünya be. geldin, buldun, şenlendirdin, insan ettin beni. yemeyip-içmeyip, yatmayıp-uyumayıp, seni anlatmalı bu yürek. \"
(bkz: leylim leylim)
(bkz: sevdan beni)
(bkz: hasretinden prangalar eskittim)
abi, ptt yazdığın bütün mektupları eksiksiz ulaştırdı mı?