Sağa doğru uzayan sıraya girin. Ama lütfen hepiniz birden üşüşmeyin. Her erkeğe yetecek sayıda Balık Kadını bulunmayabilir.
Ama bu, sırayı töreyi unutmanız için bir sebep değil ki! Sıranızı beklemek ve şansınızın yaver gitmesini dilemekten başka çareniz yok.”
İşte, Balık Kızları’nın erkekleri ne derece etkilediklerini anlatan keyifli bir tanım.
Astrolog “Linda Goodman” esprili diliyle ifade ettiği bu sözlere aynen katılıyorum. Ve erkeklerin Balık Kızlarını neden bu derece çekici bulduklarını da şu sözlerle açıklıyor;
“Astrolojiyi bir kenara bırakın. Zaten Balık Kadınının büyüleyici güzelliği dilden dile dolaşır. Onun da kuşkusuz olumsuz yanları vardır, ama ilk bakışta o, her erkeğin üniversite sıralarındaki aşkıdır.
Belki biraz da Playboy tavşanı olması buna tuz biber eker. Şunu da kabul etmek zorundayız ki, bu kadının modern ve özgürlükçü olması, o dökme demir gibi görünüşüyle birleşince, Balık Kızının değerini büsbütün yükseltir.
Kadınca gizemden yoksun bunca kadın, aşkların yolunu karartan bir bulut oluştururken, o, uslu, güzel, çaresiz Neptünlü yaratık, çevresine üşüşen erkekleri kocaman sopalarla geri püskürtmek zorunda kalabilir.”
Bütün bunların üstüne söylenecek tek kelime yok. Erkeğin üzerinde erkekliğini ortadan kaldıracak türden bir baskı yaratmayıp tersine bütün dişiliği ile erkeğin kendini güçlü hissetmesini sağlayan bir kadın karşısında hangi erkek kayıtsız kalabilir?
Espriler bir yana Balık Burcu biliyorsunuz su burçlarından biridir. Ve aynı zamanda dişidir.
Yani, ateş ve hava grubu burçları maskülen (erkek), toprak ve su grubu burçları feminen (dişi) olduğu için, Balık Kızları doğal olarak dişi enerjiye sahiptir. (Tabii doğum haritasında maskülen etkilerin çok yoğun olduğu durumlar hariç.)
Balık burcunun iki yöneticisi olduğunu daha önce belirtmiştim. Fakat, tekrarlamakta hiçbir sakınca görmüyorum. Balık Burcunu yönetenlerden biri, bolluk ve şans gezegeni Jüpiter’dir. Eh, Jüpiter’in de her konuda olduğu gibi aşk konusunda da kısmetini artıracağı açıkça söylenebilir.
Tıpkı Yay gibi Balıklar da çift kısmetlidirler. Durum böyle olunca da bir Balık Kızının etrafında birden fazla erkeğin pervane olmasında şaşılacak pek fazla bir şey yok.
Bir de buna Nepton’ün verdiği gizem ve duyarlılığı ilave edecek olursanız, Linda Goodman’ın esprili tanımının hiç de boşuna olmadığını anlarsınız. Ve bunların üstüne Goodman Balık Kızlarını bütün burçların arasında en tehlikeli “öteki kadın” olarak nitelemektedir. Doğrusu bu açıdan baktığınız zaman hiç de hoş bir tanımlama olarak görünmüyor.
Karşılaştığı tüm sertlikler karşısında yumuşaklığını korumayı başaran Zodyak’ta başka bir burç yok gibidir. Elindeki çay tepsisiyle size servis yaparken zarif hareketleri, telaşsız inceliği ve yumuşak gülümsemesi karşısında gevşediğinizi hissedersiniz. Ve ona baktıkça ne kadar tasasız ve rahat olduğunu görüp siz de rahatlarsınız.
Ancak, durum hiç de göründüğü gibi olmayabilir. Aslında sizin gördüğünüz tam da anladığınız gibidir. Fakat, hiç de tasasız ve sıkıntısız bir hayatın içinde gelmemektedir.
Yani siz onun nelerle mücadele etmek zorunda kalmış olduğunu anlayamazsınız. Daha doğrusu görüntüsüne bakarak anlamanız mümkün değil. Çünkü, o hiçbir zaman verdiği savaşın izlerini yüzünde taşımaz. Ve davranışlarıyla yansıtmaz.
Ona baktığınız zaman yumuşacık huzur yayan bir sükunet içinde bulunduğunu görürsünüz. Tabii bu derece rahat bir görünüş de ancak, kaygısız bir hayatın yaratacağı sonuç olduğu için, onun dertleri olabileceği aklınızın ucundan bile geçmez.
Zaten dertleri ve üzüntüleri olan birinin böyle davranması da pek akıl alacak bir iş değildir. O yüzden de kimsenin bir Balık Kızına bakıp onu anlayabilmesi mümkün değildir.
SEVİLMEK İSTER
İşin tuhaf tarafı da işte buradadır. Onun da anlaşılmak gibi bir derdi yoktur. O sadece sevilmek ister. Sevdiğinin yanıbaşında bulunması onun için yeterli olacaktır. Nasıl olsa o, Jüpiter ve Neptün’ün yardımıyla her türlü sıkıntının içinden mucizevi bir biçimde sıyrılmayı başaracaktır. Hem de tek bir yara almadan.
Bir Balık kızını derinden yaralayacak tek şey, sevdiğinin sert, haşin davranışları ve sözleridir. Aslında normal bir Balık Kızı bunların üstesinden gelmeyi başarır. Ancak, bazı Balıklar vardır ki, mücadele etmek yerine geri çekilirler.
Tıpkı kabuğuna çekilen Yengeç gibi (hatta daha beter) kendi dünyasının karanlık sularına çekilir. Tabii bunun sonucunda yalnız, mutsuz bir Balık olup çıkar. Kendisinden kaçtığı her yerde kendisiyle karşılaşır. Ve bu karşılaşmalar ona daha çok acı verir. Ve bu duygusu öyle bir hal alır ki, öfkeyle daha derinlere dalar. Bunun sonucunda da alkol ve uyuşturuculara müptela olur.
Bir Balık kadını bu derece olmasa bile zaman zaman (Nedensiz gibi gözüken) karamsarlık duygularına kapılır. Hatta bu karamsarlığı ileriye götürüp kendini savunmasız ve silahsız koskocaman dünyada tek başına olduğu duygusuyla derin bir bunalıma dönüşebilir.
İşte böyle bir anda farkına varması gereken en önemli şeyin “kuşkular”dan arınması gerektiğini anlamasıdır.
Balık Kadını kuşkuların girdabına kapılıp çekingenlik çamuruna saplanabilir ve korkular içinde çırpındıkça daha çok batabilir. Bu konuda dostlarının ve arkadaşlarının kendi hakkındaki fikirlerini duymaya, yalnız olmadığını anlamaya ihtiyacı vardır.
SEVGİ VE DİSİPLİN
Balık Kadınları’nın iyi bir anne olduğu söylenemez. Zira çocukları karşı öylesine müşfik ve ölesine yumuşak davranır ki, disipline ihtiyacı olan çocuk aklına her eseni yapmakta kendisine hak bulur. Tabii bunun sonucunda şımarık, sorumsuz ve kendi ayakları üstünde durmayı başaramayan tipler ortaya çıkabilir. Bu nedenle sevgi ile disiplini bir arada bulundurması gerektiğini öğrenmesi lazım. Aslında pek çok Balık annelerin, çocukları üzerinde öylesine başarılı bir kontrol kurup gereken disiplini yumuşaklıkla uygulamayı başardığı görülür ki, onların çocuklarıyla ilişkilerinin mükemmel olduğunu söylemeye gerek yok.
Ama bu, sırayı töreyi unutmanız için bir sebep değil ki! Sıranızı beklemek ve şansınızın yaver gitmesini dilemekten başka çareniz yok.”
İşte, Balık Kızları’nın erkekleri ne derece etkilediklerini anlatan keyifli bir tanım.
Astrolog “Linda Goodman” esprili diliyle ifade ettiği bu sözlere aynen katılıyorum. Ve erkeklerin Balık Kızlarını neden bu derece çekici bulduklarını da şu sözlerle açıklıyor;
“Astrolojiyi bir kenara bırakın. Zaten Balık Kadınının büyüleyici güzelliği dilden dile dolaşır. Onun da kuşkusuz olumsuz yanları vardır, ama ilk bakışta o, her erkeğin üniversite sıralarındaki aşkıdır.
Belki biraz da Playboy tavşanı olması buna tuz biber eker. Şunu da kabul etmek zorundayız ki, bu kadının modern ve özgürlükçü olması, o dökme demir gibi görünüşüyle birleşince, Balık Kızının değerini büsbütün yükseltir.
Kadınca gizemden yoksun bunca kadın, aşkların yolunu karartan bir bulut oluştururken, o, uslu, güzel, çaresiz Neptünlü yaratık, çevresine üşüşen erkekleri kocaman sopalarla geri püskürtmek zorunda kalabilir.”
Bütün bunların üstüne söylenecek tek kelime yok. Erkeğin üzerinde erkekliğini ortadan kaldıracak türden bir baskı yaratmayıp tersine bütün dişiliği ile erkeğin kendini güçlü hissetmesini sağlayan bir kadın karşısında hangi erkek kayıtsız kalabilir?
Espriler bir yana Balık Burcu biliyorsunuz su burçlarından biridir. Ve aynı zamanda dişidir.
Yani, ateş ve hava grubu burçları maskülen (erkek), toprak ve su grubu burçları feminen (dişi) olduğu için, Balık Kızları doğal olarak dişi enerjiye sahiptir. (Tabii doğum haritasında maskülen etkilerin çok yoğun olduğu durumlar hariç.)
Balık burcunun iki yöneticisi olduğunu daha önce belirtmiştim. Fakat, tekrarlamakta hiçbir sakınca görmüyorum. Balık Burcunu yönetenlerden biri, bolluk ve şans gezegeni Jüpiter’dir. Eh, Jüpiter’in de her konuda olduğu gibi aşk konusunda da kısmetini artıracağı açıkça söylenebilir.
Tıpkı Yay gibi Balıklar da çift kısmetlidirler. Durum böyle olunca da bir Balık Kızının etrafında birden fazla erkeğin pervane olmasında şaşılacak pek fazla bir şey yok.
Bir de buna Nepton’ün verdiği gizem ve duyarlılığı ilave edecek olursanız, Linda Goodman’ın esprili tanımının hiç de boşuna olmadığını anlarsınız. Ve bunların üstüne Goodman Balık Kızlarını bütün burçların arasında en tehlikeli “öteki kadın” olarak nitelemektedir. Doğrusu bu açıdan baktığınız zaman hiç de hoş bir tanımlama olarak görünmüyor.
Karşılaştığı tüm sertlikler karşısında yumuşaklığını korumayı başaran Zodyak’ta başka bir burç yok gibidir. Elindeki çay tepsisiyle size servis yaparken zarif hareketleri, telaşsız inceliği ve yumuşak gülümsemesi karşısında gevşediğinizi hissedersiniz. Ve ona baktıkça ne kadar tasasız ve rahat olduğunu görüp siz de rahatlarsınız.
Ancak, durum hiç de göründüğü gibi olmayabilir. Aslında sizin gördüğünüz tam da anladığınız gibidir. Fakat, hiç de tasasız ve sıkıntısız bir hayatın içinde gelmemektedir.
Yani siz onun nelerle mücadele etmek zorunda kalmış olduğunu anlayamazsınız. Daha doğrusu görüntüsüne bakarak anlamanız mümkün değil. Çünkü, o hiçbir zaman verdiği savaşın izlerini yüzünde taşımaz. Ve davranışlarıyla yansıtmaz.
Ona baktığınız zaman yumuşacık huzur yayan bir sükunet içinde bulunduğunu görürsünüz. Tabii bu derece rahat bir görünüş de ancak, kaygısız bir hayatın yaratacağı sonuç olduğu için, onun dertleri olabileceği aklınızın ucundan bile geçmez.
Zaten dertleri ve üzüntüleri olan birinin böyle davranması da pek akıl alacak bir iş değildir. O yüzden de kimsenin bir Balık Kızına bakıp onu anlayabilmesi mümkün değildir.
SEVİLMEK İSTER
İşin tuhaf tarafı da işte buradadır. Onun da anlaşılmak gibi bir derdi yoktur. O sadece sevilmek ister. Sevdiğinin yanıbaşında bulunması onun için yeterli olacaktır. Nasıl olsa o, Jüpiter ve Neptün’ün yardımıyla her türlü sıkıntının içinden mucizevi bir biçimde sıyrılmayı başaracaktır. Hem de tek bir yara almadan.
Bir Balık kızını derinden yaralayacak tek şey, sevdiğinin sert, haşin davranışları ve sözleridir. Aslında normal bir Balık Kızı bunların üstesinden gelmeyi başarır. Ancak, bazı Balıklar vardır ki, mücadele etmek yerine geri çekilirler.
Tıpkı kabuğuna çekilen Yengeç gibi (hatta daha beter) kendi dünyasının karanlık sularına çekilir. Tabii bunun sonucunda yalnız, mutsuz bir Balık olup çıkar. Kendisinden kaçtığı her yerde kendisiyle karşılaşır. Ve bu karşılaşmalar ona daha çok acı verir. Ve bu duygusu öyle bir hal alır ki, öfkeyle daha derinlere dalar. Bunun sonucunda da alkol ve uyuşturuculara müptela olur.
Bir Balık kadını bu derece olmasa bile zaman zaman (Nedensiz gibi gözüken) karamsarlık duygularına kapılır. Hatta bu karamsarlığı ileriye götürüp kendini savunmasız ve silahsız koskocaman dünyada tek başına olduğu duygusuyla derin bir bunalıma dönüşebilir.
İşte böyle bir anda farkına varması gereken en önemli şeyin “kuşkular”dan arınması gerektiğini anlamasıdır.
Balık Kadını kuşkuların girdabına kapılıp çekingenlik çamuruna saplanabilir ve korkular içinde çırpındıkça daha çok batabilir. Bu konuda dostlarının ve arkadaşlarının kendi hakkındaki fikirlerini duymaya, yalnız olmadığını anlamaya ihtiyacı vardır.
SEVGİ VE DİSİPLİN
Balık Kadınları’nın iyi bir anne olduğu söylenemez. Zira çocukları karşı öylesine müşfik ve ölesine yumuşak davranır ki, disipline ihtiyacı olan çocuk aklına her eseni yapmakta kendisine hak bulur. Tabii bunun sonucunda şımarık, sorumsuz ve kendi ayakları üstünde durmayı başaramayan tipler ortaya çıkabilir. Bu nedenle sevgi ile disiplini bir arada bulundurması gerektiğini öğrenmesi lazım. Aslında pek çok Balık annelerin, çocukları üzerinde öylesine başarılı bir kontrol kurup gereken disiplini yumuşaklıkla uygulamayı başardığı görülür ki, onların çocuklarıyla ilişkilerinin mükemmel olduğunu söylemeye gerek yok.