geceye bir şiir bırak - omü sözlük
\"Gelmeyeceksin takvimlere
Gelmeyeceğini yaz
Kışı,fırtınayı
Boşanmış bardakları,dolu bardakları
Şarabını içtiğimiz kristal şafakları,
Ölüm günlerini,doğum günlerini
Çevre kirlenmesini,seçimleri yaz,
Eski çarşıları,Yıkık dükkanları,
Garajları,otelleri,hanları,
Gözden kaçanları,kaçmayanları
Görüp de görmediklerini,
İsraili,filistini yaz takvimlere.
Sen gelirken
Selam koroları başlayacak,
Sen Giderken veda koroları
Sonra şemsiyeleri ters çeviren deli bir mart rüzgarı
Ve ağaçların kuş korosu
Saçacak akarsulara kırmızı yaprakları.
Derin uçurumlara yakın bir yerde
dövdüğü yerde dalgaların kayaları
Arslan yeleli deniz korosu
Oltalar,ağlar,balıklar
O iyi kadınlar,düşkün bar kadınları
Yaz takvimlere bütün bunları.
Kahve içişleri
Ekmek yiyişleri
En güzel sevgiyi,şiiri
Yeni bir çiçek gibi küçük elif\'i
Gurbetten geliyoruz
Gurbete gideceğiz
Dünya maceramız unutulmasın.\"
Mevsim
Neyse artık üşümüyorum en azından;
Yaz geldi kuzey yarım küreye.
Hep yazdığım o güzel günlerin;
Parlak güneşin yeşilliklerin olduğu,
Günler geldi artık.
Her yer cıvıl cıvıl
Ne yalan söylim!
Bende öyleyim.

Kalbimse bildiğin gibi
Aynı hiç değişmedi senden beri.
Hani hüzün keder diye yazdığım;
Sonbahar, kış
Hep iğnelediğim,
Aslında en sevdiklerim.
uzanıp yatıvermiş, sere serpe;
entarisi sıyrılmış hafiften;
kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
bir eliyle de göğsünü tutmuş.
içinde kötülüğü yok, biliyorum;
yok, benim de yok ama...
olmaz ki!
böyle de yatılmaz ki!

- orhan veli kanık
Bir mısradır şimdi dudaklarım
Yanaklarından süzülen gözyaşlarına
Dur demek için yazılmış bir şiir gibi
Aşkın yok oluşunda
Küllerimiz kalmış
Yanmışız ikimiz de
Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına,
gönül yarası desem..
değil!
Ekmek parası desem..
değil!
Bir dert ki..
Dayanılır şey değil.
********************
(b:la vie est brève
un peu de rêve
un peu d\'amour
et puis, bonjour

la vie est vaine
un peu de peine
un peu d\'espoir
et puis, bonsoir)

----- türkçesi -----

hayat kısacık...
biraz hayâl,
biraz sevgi...
derken, merhaba.

hayat boş...
biraz ıstırap,
biraz umut...
derken, elveda.
Bundan daha güzel müjde mi olur?
Merhaba diyorsun telefonda sen,
Sen ki konuşursun derdim mi kalır?
Nasılsın diyorsun telefonda sen...

Bu gece misketi çaldırmaz mıyım,
Başkenti ayağa kaldırmaz mıyım,
Sesini duyup da çıldırmaz mıyım!
Delisin, diyorsun telefonda sen...

Sağlığını düşün herşeyden önce,
Kendine iyi bak içme her gece
Seni Seviyorum, hem de delice!
Bilesin, diyorsun telefonda sen...
Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı helali karıştırmam:
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içtiğimiz su bile haram
Ölüm, ince bir fısıltıyla geçiyor kulaklarımın ardından,
Ürperiyorum.
Şekilsiz bir fısıltı bu,
Kara ve ıslak kamçısıyla vuruyor etlerimize;
Üfleyip soğutuyor, üfleyip acıtıyor,
Kendi çelişkisinde sarıyor ruhlarımızı,
Kederin karanlık kefenine...
Gidenler, gölgelerini elleriyle toplayıp,
Şenlikli bir hüzünle çekip gidenler.
Kıvrılıp kalıyorlar kalbimin en tenha yerinde
Şehir çığlıkla söylüyor, ölümün şarkısını...
Minarelerden yükseliyor dualarıyla güvercinler..
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
Gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.