jim jarmusch - omü sözlük
kural-4: film yapmak işbirliğine dayalı bir süreçtir. sizinkinden daha güçlü bir zihni, daha iyi fikirleri olabilen insanlarla çalışma şansınız olacak. onların başkalarının işine değil, kendi görevlerine odaklanmalarını sağlayın, yoksa işin içinden çıkamazsınız. ama birlikte çalıştığınız herkese eşit ve saygılı davranın. ekip çekimi yapabilsin diye trafiği durduran bir yapımcı asistanı sahnedeki oyunculardan, görüntü yönetmeninden, yapım tasarımcısından yahut yönetmenden daha az önemli değildir. hiyerarşi, egoları şişenler yahut kontrolden çıkanlar içindir, bir de askeriyedekiler için. birlikte çalışmayı seçtiğiniz insanlar, eğer seçimlerinizi doğru yaptıysanız, filmin kalitesini ve içeriğini, tek bir aklın kendi başına hayal edebileceğinden çok daha yüksek bir seviyeye çıkarabilirler. eğer başkalarıyla çalışmak istemiyorsanız, gidin resim yapın, kitap yazın. (yok eğer boktan bir diktatör olacağım diyorsanız, sanıyorum bugünlerde politikaya atılsanız yeter…)

kural-5: hiçbir şey orijinal değildir. ilham uyandıran ya da hayal gücünüzü kamçılayan her şeyden çalıp çırpın. eski filmleri yiyip yutun, yeni filmleri, müziği, kitapları, resimleri, fotoğrafları, şiirleri, rüyaları, rastgele duyduğunuz konuşmaları, mimariyi, köprüleri, sokak levhalarını, ağaçları, bulutları, nehirleri, gölleri, ışığı ve gölgeleri yiyip yutun. eğer bunu yaparsanız, çıkardığınız iş (ve yaptığınız hırsızlık) otantik olur. otantiklik paha biçilmezdir, özgünlük diye bir şey ise yoktur. hırsızlığınızı gizlemeye tenezzül etmeyin hatta canınız isterse herkesin gözüne sokun. her halükarda, jean-luc godard’ın ne dediğini hiçbir zaman unutmayın: “bir şeyi nereden aldığınız değil, onu nereye götürdüğünüz önemlidir.”