keşke yalnız bunun için sevseydim seni - omü sözlük
cemal süreya nın birçok şiirde kullandığı dize. örneğin:

İki kalp

İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.

Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

Kuşlar toplanmış göçüyorlar
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

Eşdeğeriyle Yan

Eşdeğeriyle yanyana yürürken
Cehennem sokağında birey olmak,
Ve en inceldikten sonra
İlkel sözcüklerle konuşmak seninle.

Saat beş nalburları pencerelerden
Madeni paralar gösteriyorlar,
Yalnızlığı soruyorlar, yalnızlık,
Bir ovanın düz oluşu gibi bir şey.

Hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

Sülünün Yüzü

Sülünün yüzü bir atmosfer olayıdır.
Rasgele yazarı avcıdan öğrendim:
Yaban ördekleri donmasın diye,
Suya nöbetleşe kanat vururlar.

Ve işte şamandırasıyla Beşiktaş\'ınız,
Çapraşık bir yüzyılı geriye atar;
Tanrım siz şu uzun Anadolu\'yu
Çocukluk günlerinizde mi yarattınız?

Senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

İlkokulu bitirdiği

İlkokulu bitirdiği gün Cumhuriyet şairi,
Saçında kurdelesi Lozan gibi;
Sonra her yıl öldürüldü, öldürüldükçe de
Hemeninden göğe huthutler çizildi.

Gelecek zaman oldu şimdiki zaman;
Irmak aşağı inen güz parçası,
Çok süslü bir halkın arasından,
Benimsin!

İyi anlarında sesin kalınlaşıyor
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

Afyon Garındaki

Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani,
Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı;
Varto depremini düşün, yardım olarak Batı\'dan
Gönderilmiş bir kutu süttozunu ve sütyeni.

Adam süttozuyla evinin duvarlarını badana etmişti,
Karısıysa saklamıştı ne olduğunu bilmediği sütyeni,
Kulaklık olarak kullanmayı düşünüyordu onu kışın;
Tanrım gerçekten çocukluk günlerinizde mi?..

Eşiklere oturmuş bir dolu insan
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

Daha Ben

Daha ben ilk kazmayı vurmadan
Elime gelen Karabitki\'li testi,
Nefertiti\'nin mutfağı sayılan yerde
Koyu sır yeni hicret yollarını kesti.

Terimler eşekarıları sözcüklerin,
Acımasızdırlar, adsız ve sueldirler,
Önlerine katarak insan ve hayvan listelerini
Sabah akşam kapınızın önünden geçirirler.

Fazıl Hüsnü diyor ki, ne diyor Fazıl Hüsnü?...
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

Küçük anne

Küçük anne, kelepir kız,
Bir şey söyle bana,
bana bir laf et ki binlerce,
Onbinlerce görüntü anlatamasın.

Genceli Nizami\'nin dediği gibi
Taşı onunla yıkasalar
Üzerinde akik biter,
Bakışların ki...

İkinci bir parıltı var senin bakışlarında
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

18 Aralık

18 Aralık 1985\'te o salonda
Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi?
Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler,
Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi.

Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis\'yi
14 Temmuz 1789 akşamı, Louis,
Şöyle yazmamış mıydı defterine:
\"Bugün kayda değer bir şey yok..\"

\"Kehanet\" adlı kısacık bir şiir buldum
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

Mutsuzluk Gülümseyerek

Mutsuzluk gülümseyerek gelir, adıyla süslenmiştir;
Banliyo treninde rastladığımız
Sınav saatini kaçırmış liseli kız,
Hep kazanırsın ey çözümsüzlük!

Ey otobüssever ey Troya yolcusu!
Anımsarsın günlerce konuşup durmuştuk
O İB(ipekböceği) sesli kadını;
Birinin Grönland\'ı olmaya hazırlanıyordu.

İki çay söylemiştik orda, biri açık,
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

Bir Çiçek

Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yalnışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

Atı\'lar Deltalara

Atı\'lar deltalara gömülen atı\'lar,
Saçı\'lar fiyortları öpen saçı\'lar,
Kutu\'lar, Haliçlerden susmuş kutu\'lar,
Takı\'lar eski aşkları imler takı\'lar.

Bol dökümlü gömleğinin içinde
Sırtını ve karnını dolanan
Ve sonunda sincap olan
O kuş.

Seni o kadar yakından görünce,
`Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`

bir kış

bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
yalnız işitme duyusu kalır ortada.
asya kentleri yürür dururlar,
höyükler burnumda hızma.

uzakta dev bir damla:pırıl pırıl pencap!
tabanlarından kayıp duran sütunlar
yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
horasan uykusuna havlayan köpekler, buhara.

uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
`keşke yalnız bunun için sevseydim seni.`