la strada - omü sözlük
federico fellini'nin la strada'sı 20. yy film yapımcılığının başyapıtlarındandır. yavaş yavaş kürselleşen ve modernize olan insanlığın kaybolan masumiyetinin ve her birimizin seçmesi gereken yolların hüzünlü ve dokunaklı bir hatırası. italyan neo-gerçekçiliğinin tüm motiflerini barındıran birinci sınıf bir klasik.

la strada, fellini'nin bir yönetmen olarak durdurulamaz yükselişini başlatır ki, bu filminden kısa bir süre sonra le notti di cabiria , la dolce vita ve otto e mezzo'yu tamamlayacak ve sinema tarihine damga vuracak yılların kapıları ardına kadar açılacaktı. fellini'nin filmi için yaptığı yorum ise onun hakkında her şeyi özetler nitelikte: "bütün mitolojik dünyamın eksiksiz kataloğu" diyor fellini.

aslına bakarsak film fellini sineması için bir geçiş filmidir. daha sonra fellini ile klasikleşen sembollerin ve metaforların hakim olduğu kişisel gerçeküstü hayali filmlere geçişinin bir ön hazırlığıdır. fellini bu filmiyle ilk kez uluslararası beğeni kazanır ki aynı zamanda ''felliniesque'' diye tabir edilen filmlerinde sirk motifini kullandığı ilk filmidir.

aklı dalgın ama altın kalpli masum bir genç kız olan gelsomina (giulietta masina)'nın hikayesine konuk oluruz bu büyülü filmde. gelsomina'nın annesi, yaşadıkları yoksulluğun pençesinde onu zampano (anthony quinn) adlı gezici bir sirk sanatçısına satmak zorunda kalır ki gelsomina ise italyan kırsalındaki sirk gösterilerinde zampano'ya eşlik ederken, hayatın ve aşkın acımasızlıklarını ve zorluklarını öğrenir.
fellini, gelsomina'nın yaşadıklarını o kadar ustaca ortaya döküyor ki bir insanın işi gereği komik olması ile işinin dışında yaşadığı yürek parçalayıcı hüzünlü anlar arasındaki duygusal çizgiden seyirciyi hiçbir zaman dışarı çıkarmıyor. gelsomina'nın zihnini ve dünya hakkında nasıl düşündüğünü anlıyoruz ki evet o gerçekten masum fakat dünya üzerindeki gerçek kötülük yavaş yavaş onu parçalamaya başlayınca üzerindeki masumiyet aşınmaya başlıyor. film devam ederken onun iyi kalpli doğasının kararmaya başladığını görmek aslında kendi hayatlarımıza da birer pencere açıyor. bu bok çukuruna dönmüş dünyada masumiyetin beş para etmediğini anlıyoruz.

gelsomina'nın karakteri sıcaklık, sevgi ve neşe doluyken, zampano dünyayı soğuk ve kalpsiz bir yer olarak görür. belki de bu filmin en yürek burkan tarafı, gelsomina'nın zampano'ya neşe getirme arayışıdır. gelsomina o kadar iyi niyetlidir ki zampano'nun değişebileceğine olan inancı hiçbir zaman tükenmez fakat zampano kendisine gösterilen sevgiyi görmezden gelmeye devam eder. içer sarhoş olur, istediği gibi davranmayınca onu döver, yeri gelir sokağa bırakır.

zampano'nun gelsomina'ya davranış şekli korkunçtur fakat gelsomina her seferinde zampano'ya geri döner. işte tüm trajedi ve gerçeklik de burada yatıyor zaten. fellini bizlere dünyayı olduğu gibi gösteriyor ve her defasında seyirciyi gelsomina hakkında daha iyi bir şey için umut etmeye zorlamaktan korkmuyor.