bugün, sabaha doğru, o malum saatte gözleri bir daha açılmamak suretiyle kapanan türk başbuğu.
uçmağa erişinin 77. yıldönümünde kendisini en içten duygularımla anıyorum. bu dili konuşmamızın, dünyadaki birçok devletten daha geniş bir toprağa sahip oluşumuzun, hatta en basit açıklamasıyla, bu sözlükte bu klavyeye yazışımızın yegane kaynağıdır.
harap ve bitap düşmüş 600 yıllık bir türk devletinin, devlet-i aliyye\'nin ruhunu silah arkadaşlarıyla beraber canlandırarak türkiye cumhuriyeti\'ni bize altın tepside sunup tanrının yanına ulaşmıştır.
bölücü, ırkçı ve aşırı dinci tüm terör örgütlerine rağmen, liberal ve milliyetçi, atatürkçü ve turancı türk gençliği tarafından alın teriyle kurduğu ülkesi hiçbir gün kan kaybetmeyecektir.
tini şad olsun.
\"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk, tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur: yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir!\"
uçmağa erişinin 77. yıldönümünde kendisini en içten duygularımla anıyorum. bu dili konuşmamızın, dünyadaki birçok devletten daha geniş bir toprağa sahip oluşumuzun, hatta en basit açıklamasıyla, bu sözlükte bu klavyeye yazışımızın yegane kaynağıdır.
harap ve bitap düşmüş 600 yıllık bir türk devletinin, devlet-i aliyye\'nin ruhunu silah arkadaşlarıyla beraber canlandırarak türkiye cumhuriyeti\'ni bize altın tepside sunup tanrının yanına ulaşmıştır.
bölücü, ırkçı ve aşırı dinci tüm terör örgütlerine rağmen, liberal ve milliyetçi, atatürkçü ve turancı türk gençliği tarafından alın teriyle kurduğu ülkesi hiçbir gün kan kaybetmeyecektir.
tini şad olsun.
\"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk, tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur: yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir!\"