simit sarayı - omü sözlük
fakirlerin starbucks\'ı değildir. büyük ihtimalle benim asla kazanamayacağım bir başarının masterpiecedir(u: başyapıt)

Haluk okutur odtü işletme mühendisliğini bitirdikten sonra nasıl para kazanabilirim insanları nasıl bir şeyler almaya ikna edebilirim gibi sorularla kendisini meşgul etmektedir ve bununla ilgili kısa bir tez hazırlayıp bunları insanlara satmayı düşünürken, sekiz senede 6000 sayfalık bir tez hazırlamıştır -ki bu daha sonra onun bu başarısının en büyük etkeni olmuştur.

yapımı kolay, sürekli talep edilecek bir ürün arar ilk önce. aklına gelen ilk örnek elbette ekmektir ancak rekabetin fazla olduğunu düşünüp bundan vazgeçer. ikinci olarak simiti düşünür. evet, simit hem herkes tarafından istenilen ve kolay ulaşılabilecek bir üründür. bunların üzerine biraz daha düşündükten sonra planına başlamak için istanbula gelir. boğaziçi üniversitesinin karşısında, bir kırtasiyenin yanındaki boş dükkanı kiralar ancak ekmek fırını bulamadığı için ve malum bütçesi de yeterli olmadığı için( üstelik bu bütçe nedeniyle marangozlardan alınan tabure ve masalar simit sarayının günümüzdeki konseptini oluşturmaktadır) lahmacun fırını alır. bu fırın da bir seferlik 30 civarı simit ancak çıkarabilmektedir (simite olan talebin azalması nedeniyle simit ustası da bulamamış yoluna bir lahmacun ustasıyla devam etmiştir). az çıkan simitler kuyruğa neden olmuştur ve insanlar burada satılan simitlerin çok güzel olduğunu düşünmüşlerdir. sürü psikolojisi işte...

işler ilerledikten sonra gerçek bir simit ustasıyla anlaşır ve mecidiyeköyde yeni bir dükkan kiralamak ister. dükkan için 100.000 lira hava parası istenir. ama bizim halukta para ne gezer. önceki kırtasiyenin ortaklarından biri teklifi reddetse de mehmet bey çok sevdiği arabasını satıp bu parayı öder. Buradan sonra ünlü simit sarayı resmi olarak açılmış olur.

4 çalışanla başlayan bu küçük simitçi şu an 6500 çalışana sahip büyük bir marka