üçüncü kişinin fiilini üstlenme - omü sözlük
* bir `sözleşme`de borçlunun alacaklıya karşı üçüncü bir kişinin belli bir davranışta bulunacağını taahhüt etmesine denir. `türk borçlar kanunu` madde 18\'de düzenlenmektedir. bu maddeye göre,
(i: \" Üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.
Belirli bir süre için yapılan üstlenmede, sürenin bitimine kadar üstlenene edimini ifa etmesi için yazılı olarak başvurulmaması hâlinde, üstlenenin sorumluluğunun sona ereceği kararlaştırılabilir.\")

* üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen bu fiilin gerçekleşmesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.
* karşı tarafı bir teşebbüste bulunmaya veya bir işlem yapmaya razı etmek için yapılabileceği gibi bazen de teminat vermek amacıyla yapılabilir.(b: İstisnai durum olarak,) bir ivaz elde etmek için de üçüncü kişinin fiili üstelenilmiş olabilir.
* üçüncü kişinin fiilini üstlenme kurumu hukukumuzda en çok banka teminat mektupları ile ilgili olarak incelenmiştir. bu durumda bir banka müşterisinin talebi üzerine, onun doğmuş veya doğacak bir borcunu ihlal etmesi karşısında zarara uğrayacak bir başka kişiye, ilk talebi üzerine bu zararı gidereceğini taahhüt etmektedir.

(b:niteliği:)
(b:1. garanti sözleşmesi kavramıyla ilişkisi)
* garanti sözleşmesi ile bir taraf diğerine onun için gerçekleşebilecek, kendisinin sorumlu olmadığı bir riskten doğacak zararın tamamını veya bir kısmını gidermeyi taahhüt eder.
* üçüncü kişinin fiilini üstlenmede de bir garanti etme söz konusudur. fakat ancak üçüncü kişinin garanti verilene bir edimi yerine bir edimi yerine getirmesinin söz konusu olduğu hallerle sınırlıdır. bu sebeple, üçüncü kişinin fiilini üstlenme, garanti sözleşmesinin özel bir türü olarak değerlendirilebilir.

(b:2. bağlı nitelik taşımaması ve kefaletten farkı)
* üçüncü kişi, taahhüt edilen fiili yerine getirmezse taahhütte bulunan bu edimi değil, kendi taahhüdünü yerine getirmekle yükümlüdür. genel olarak taahhüt, üçüncü kişinin edimini yerine getirmemesi yüzünden lehine taahhütte bulunanın uğradığı zararın para ile tazminidir. Ancak aynen tazmin de kararlaştırılabilir.
* üçüncü kişinin fiilini üstlenen, kendisini borç altına soktuğu için, fiili taahhüt edilen üçüncü kişinin temsilcisi olmadığı gibi, üçüncü kişinin borcundan bağımsız bir borç altına da girdiği için de durumu kefilin durumundan farklıdır. kefilin borcu fer\'i borçtur.

(i: kefalet sözleşmesi ile üçüncü kişinin fiilini üstlenme arasında bazı farklar vardır:)
(b:1.) üstlenilen borç farklıdır. Teminatı veren kefil, üçüncü kişinin herhangi bir fiilini değil, borçlu üçüncü kişinin borcunu ifa etmediği durumda, para borcunu veya tazminatı kendisinin ifa edeceğini alacaklıya taahhüt etmektedir. ancak üçüncü kişinin fiilini üstlenmede, üçüncü kişi fiili icra etmezse, alacaklıya kendi taahhüdünü yerine getirme yükümlülüğü altındadır.
(b:2.) üstlenilen borcun niteliği farklıdır. kefilin borcu, asıl borçlunun borcuna tabidir. Bir fer\'i alacak sağlar. halbuki üçüncü kişinin fiilini taahhüt eden bu fiili yerine getirmeyi bağlı olarak değil, bağımsız olarak üstlenir.
(b:3.) yapılabilecek savunmalar farklıdır. bağlı olma özelliği sonucu, kefil kendisinden ödeme isteyen alacaklıya borçlunun ileri sürebileceği tüm savunmaları yapabilir. anca üçüncü kişinin fiilini üstlenen, kural olarak, fiilini taahhüt ettiği kişi ile ilgili hiçbir savunma yapamaz, her ihtimalde gerçekleşmeyen fiilin meydana getirdiği zararı tazminle yükümlüdür.
(b:4.) halefiyet durumu farklıdır. kefil ödeme yaptığı oranda alacaklının haklarına kanunen halef olur. üçüncü kişinin fiilini üstlenen ise alacaklıya ödeme yapmakla onun hiçbir hakkına halef olmaz ve halefiyet sebebiyle üçüncü kişiye rücu edemez.
(b:5.) şekil şartları farklıdır. kefil sözleşmesinin geçerliliği kanunen nitelikli bir yazılı şekle tabi tutulmuştur. üçüncü kişinin fiilini üstlenmeyi düzenleyen hükümlerde ise hiçbir şekil şartı öngörülmemiştir.

(b:unsurları ve özellikleri)
üçüncü kişinin fiilini üstlenme, başlı başına bir sözleşme olarak yapılabileceği gibi, bir başka sözleşmenin içine konulan bir kayıt tarzında da yapılabilir. bu tip sözleşme karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla kurulur.
(b:1. fiili üstlenilen üçüncü kişinin hukuki ilişkinin dışında kalması)
fiili taahhüt edilen üçüncü kişi bu sözleşmede taraf değildir. onun bu sözleşmeden dolayı herhangi bir hak kazanmayı veya borç altına girmesi hiçbir zaman söz konusu olamaz.
(b:2. üçüncü kişinin ediminin üstlenilmesi)
* davranışı üstlenilen üçüncü kişi olmalıdır. sözleşmenin taraflarından birinin kendi davranışını veya ölümü üzerine mirasçılarının davranışını taahhüt etmesi üçüncü kişinin fiilini üstlenme oluşturmaz.
* edime konu olabilecek her şey üçüncü kişinin fiilini üstlenmeye konu oluşturabilir. buna karşılık, üçüncü bir kişinin iradesine bağlı olmayan taahhütler üçüncü kişinin fiilini üstlenmeye değil, ayrı bir garanti sözleşmesi oluşturabilir. tamamen dış bir olaya, şans ve kazaya bağlı durumlar böyledir.
(b:3. üçüncü kişinin yükümlülüğünden bağımsız bir borç oluşturması)
taahhüdün bağımsızlığının bir sonucu olarak; üçüncü kişinin fiilini üstlenen, bu edimi yerine getirmekle değil, bu edimin yerine getirilmemesi üzere doğacak zararı gidermekle yükümlüdür.
(b:4. geçerlilik şartları açısından özellikleri)
(i: a. üçüncü kişinin fiilini üstlenme sözleşmesi de genel geçerlilik şartlarına tabidir.)
imkansızlık dışındaki tüm şartlar genel hükümlere tabidir. imkansızlık konusunda ise; üçüncü kişinin taahhüt edilen ediminin imkansız olması taahhüdün geçerliliği etkilemez. ancak üçüncü kişinin taahhüt edilen fiilinin imkansızlığını taahhüt edenin bilmemesi temel saik yanılması oluşturuyorsa, irade beyanındaki sakatlığa dayanılarak sözleşme iptal edilebilir. edilebilir. bu durumda ancak var olmayan bir kişinin fiili taahhüt edilmişse imkansızlıktan söz edilebilir.

(i: b. şekil şartı ve eşin izni şartı bakımından, üçüncü kişinin fiilini üstlenenin tüzel kişi veya gerçek kişi olması farklıdır.)
* üçüncü kişinin fiilini üstlenme sözleşmesi yazılı şekle tabidir ve ayrıca sözleşme tarihi ve azami sorumluluk miktarı üçüncü kişinin fiilini üstlenenin el yazısıyla yazılmalıdır. burada yine üçüncü kişinin fiilini üstlenildiği ifadesinin ve aynı anlama gelecek bir ifadenin de elle yazılması gerektiği ileri sürülebilir.
* şayet üçüncü kişinin fiilini üstlenecek olan evli ise, mahkemece verilen bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak eşin yazılı rızasıyla bu sözleşme yapılabilir. bu rızanın en geç sözleşmenin kurulduğu ana kadar verilmesi şarttır. icazet kabul edilmez.
* şayet üçüncü kişinin fiilini üstlenen bir tüzel kişi ise, bütün bu nitelikli yazılı şekil ve yazılı rıza beyanı şartlarından kurtulmuş olarak, hiçbir şekle tabi olmayan bir anlaşma ile yükümlülük altına girebilir. örtülü olarak dahi böyle bir sözleşmeyi yapması mümkündür.

(i: c. üçüncü kişinin fiilinin taahhüt edilmesine yol açan saik taahhüdün geçerliliği açısından önem taşımaz.)

(b:hükümleri)
(b:1. borcun doğumu, muacceliyeti ve bu ana kadar tarafların durumu)
* borç bir tür geciktirici koşula bağlanmış durumdadır. riziko gerçekleşip borç doğuncaya kadar lehine taahhütte bulunulanın ileri sürebileceği bir talep yoksa da, o, ileride bir alacak hakkı elde etmeye yönelik bir beklenen hak sahibi olmuştur. bu borcu ibra edebilir, beklenen hakkını başkasına devredebilir.
* riziko gerçekleşip borç doğduğu anda bunun muaccel olacağı kabul edilmektedir.
* üstlenilen üçüncü kişinin fiilinin gerçekleşmediğini alacaklı ispat etmek zorundadır.

(b:2. fiili üstlenenin imkanları)
* üçüncü kişinin fiilini üstlenen, kendisinden ifa isteyen alacaklıya karşı sadece aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan savunma imkanlarına sahip olabilir. üçüncü kişinin fiilini üstlenme sözleşmesinin geçersiz olduğunu veya iptal edildiğini öne sürebilir.
* taahhüt edilen üçüncü kişinin fiilinin gerçekleşmesine bizzat alacaklının kusurlu davranışıyla engel olması halinde, taahhütte bulunanın ödeme yapmaktan kaçınması mümkündür.
* üçüncü kişiyle alacaklı arasındaki ilişkinin geçersizliği bazen üçüncü kişinin fiilini üstlenenin sakat bir irade beyanı ile bu taahhütte bulunmasına yol açabilir. böyle bir durumda esaslı saik hatasına dayanmak mümkündür.

(b:3. taahhütte bulunana yöneltilebilecek talep)
* üçüncü kişinin yerine getirmediği edim, bunu üstlenenden istenemez. sadece bundan doğan zararın tazmini istenebilir. aksi kararlaştırılmadıkça bu borç para borcu olacaktır.
* giderilmesi gereken zarar olumlu zarardır.
* üçüncü kişinin fiilini üstlenme sözleşmesi yapılırken tarafların zararı giderme tarzını ve ödenecek miktarı baştan kararlaştırmaları veya üst sınır belirlemeleri mümkündür.

(b:4. fiili üstlenenin üçüncü kişiye rücu etmesi)
fiili üstlenen, bu sözleşmesine dayanarak fiilini taahhüt ettiği üçünü kişiye karşı hiçbir hak ileri süremez. fakat bazen, başka bir hukuki sebebe dayanarak üçüncü kişiye başvurması mümkün olabilir.
* fiili taahhüt edilen üçüncü kişi, üstlenene karşı, o alacaklıya ödeme yapmak zorunda kalınca bunu karşılamayı taahhüt etmiş olabilir.
* üçüncü kişiyle borçlu arasında sözleşme yoksa, borçlunun ona rücu etmesi kural olarak mümkün değilse de bazen vekaletsiz iş görme veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak rücunun mümkün olduğu belirtilmektedir.
(b:a.) üçüncü kişinin fiilini taahhüt edenin alacaklıya ödeme yapması, aynı zamanda üçüncü kişiyi borcundan kurtarıyor ve bu durum onun menfaatine uygun olup geçerli bir yasaklamasına da aykırı düşmüyorsa, ödeme yapan vekaletsiz iş görme hükümlerine göre ona rücu edebilir.
(b:b.) vekaletsiz iş görme hükümlerinin şartları gerçekleşmemekle birlikte, üçüncü kişinin fiilini üstlenenin alacaklıya yaptığı ödeme yine de üçüncü kişiye ekonomik bir yarar sağlamış olabilir. bu halde, gerçek olmayan vekaletsiz iş görme veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmak mümkündür.
* üçüncü kişinin, fiilini üstleneni muhataba karşı borç altına sokan tutumu aynı zamanda bir haksız fiil oluşturuyor ise ve fiili üstlenen muhataba yaptığı ödeme ile üçüncü kişiyi haksız fiil tazminatı ödemekten kurtarmışsa, müteselsil sorumluluk uyarınca da üçüncü kişiye rücu edebileceği belirtilmektedir.
* üçüncü kişi özellikle fiilini üstlenene zarar verme kastıyla onun taahhüdünün aksine davranmışsa, bu takdirde ahlaka aykırı bir davranışla kasten başkasını zarara sokma şeklinde bir haksız fiil işlemiş sayılır ve fiili üstlenenin uğradığı zararı tazmin eder.

(b:üçüncü kişinin fiili üstlenenin yükümlülük süresi)
(b:rizikoyu taşıma süresi)
* taraflar sözleşmede bu süreyi de tespit etmiş olabilirler. ancak bazı taahhütlerin nitelikleri icabı riziko süresine bağlanması mümkün değildir. bağış veya bir borcun ifa edileceğinin taahhüdü böyledir. sözleşmede bu işlemlerin, örneğin bir yıl içinde yapılacağı belirtilmiş olsa dahi bu yükümlülük süresine getirilen bir süt sınır değil, borcun doğmasını sağlayan bir vade hükmündedir.
* riziko süresi belirsiz olmasına rağmen, taahhüt eden belli bir süre sonuna kadar lehine taahhütte bulunulan kendisine başvurmazsa artık yükümlülükten kurtulacağı şeklinde bir kaydı sözleşmeye koydurabilir.
* üçüncü kişinin fiilinin gerçekleşmemesi kendisine taahhütte bulunulanın davranışına da bağlıysa ve o bundan kaçınıyorsa, taahhüt eden gerekeni yapması için ona süre verebilir ve bu sürenin sonunda yükümlülükten kurtulabilir.

(b:2. zamanaşımı)
* üçüncü kişinin fiilini üstlenmede de zamanaşımı süresi bu üstlenmeden kaynaklanan borcun muaccel olmasından itibaren işlemeye başlayacaktır. ,Taahhüt edenin zararı giderme borcu, üçüncü kişinin taahhüde aykırı davrandığı ve böylece zararın ortaya çıktığı anda doğacağına ve muaccel olacağına göre, zamanaşımını da bu andan itibaren başlayacaktır.
* genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl sonunda taahhütte bulunanın borcu zamanaşımına uğrayacaktır.
* taraflar arasındaki sözleşmede belli bir yükümlülük süresi kararlaştırılmışsa, zamanaşımı süresinin durumu şu şekildedir:
(i: a. sorumluluk süresini sınırlandırma)
eğer taraflar sözleşmede süreyi tespit ederken sadece bu süre sonuna kadar gerçekleşecek zararların tazmin edilmesini istemişlerse, sürenin dolmasından sonra gerçekleşecek zararları gidermekle taahhüt eden yükümlü olmayacak, buna karşılık, sürenin dolmasından önce ortaya çıkan bir zarardan doğan borcun ifası muacceliyet anından itibaren 10 yıl süre ile istenebilecektir.
(i: b. başvuru süresini sınırlandırma)
eğer taraflar sözleşmede süreyi tespit ederken bu sürenin dolduğu anda henüz alacaklı ifa talebinde bulunmamışsa artık taahhütte bulunanın yükümlülükten kurtulacağını kararlaştırmışlarsa, zarar sürenin dolmasından önce gerçekleşmiş olsa bile, sürenin sonunda hala talepte bulunulmamışsa zamanaşımına bakılmaksızın taahhüt eden yükümlülükten kurtulacaktır.
bu kadar maddeyle uğraşmaktansa, kefil olduğunuz veya geçici ortaklık kurduğunuz kişi size kazık atmışsa, bir çek senet mafyasıyla ittifak kurmak hem daha az yorucu hem de hakkını hukuki yoldan aramaktan daha az masraflı denilesi durum