blow-up - omü sözlük
blow-up, bir kişinin etik davranıştan veya gerçeklikten ne kadar uzaklaşabileceğine dair korkunç bir örnek teşkil eder. gerçekten de thomas'ın birincil faaliyeti, hayatı bir kameranın arkasından deneyimlemek ve seyirciye kamerasının arkasından modern yaşamdaki yabancılaşmayı hissettirebilmektir. işte antonioni, bu filmle, materyalizmin ve kişisel çıkarların yabancılaştırıcı etkilerini daha vurucu yapma adına filmdeki hikayeyi çok daha karanlık alanlara taşımada bir beis görmez ki bu dediğim yazının başındaki metodik gerilimi yaşatır bizlere.

bu şekilde antonioni, bizlere çevremizdeki dünyayı anlamlandırmamızı sağlar. hepimiz nesnel gerçekliği arıyoruz, ancak her zaman neyin gerçek olduğunu belirlemede zorluklar yaşıyoruz. ve bu zorluk, kim olduğumuz ve içinde yaşadığımız bu garip dünyanın ne olduğuna dair varoluşsal sorular ortaya çıkarıyor. thomas gibi araştırmacı bir karakterin, gizli ve şaşırtıcı bir gerçeği keşfetmesi metaforu sinema dünyasında o kadar etkili oldu ki, kendinden sonraki iki popüler filme adeta ilham vermiştir. francis ford coppola’nın the conversation'u ve brian de palma’nın blow out'u bu filmin türevleridir.