çocuktum - omü sözlük
Çocuktum,
oyunlar oynardım dar sokağımızda.
Çeşme vardı, uzun kavaklarlar dolu bir bahçe.
Kazlar gezerdi kavakların arasında, ağızları tahtadandı.
Ben kovalardım onları, onlar da beni..

Çocuktum,
Soğuk kış günüydü kasabada.
Komşumuzun tavukları vardı.
Yakaladı bir horozu, elinde parlak bıçağı.
-neden yakaladın horozu, Ne yapacaksın ona?
-keseceğim.
-(i: tüylerini mi?..)
Dişlerini göstererek güldü bana, ben de güldüm.

Dikkatle izledim hareketlerini, elindeki bıçağını bileyişini, bir hamlede küçük başı bedenden ayırmasını..
Horozun boynundan sızarken kanlar
Sırıtarak dedi bana, (i:seni de keselim)...

Kesmek, kesilmek, başımın ayrılması bedenimden..
Ölüm müydü bu?
Korktum, nasıl da çırpınmıştı horozcuk.
Ağladım, ağlayarak koştum evimize, kesilmeyeceğim bir yere..
Sarıldım anneme, onlardan, kazlarımdan ayrılmak istemedim, ölmek acı vericiydi, ölmek istemedim..
Günlerce çıkamadım evden, perdelerin arkasından baktım gökyüzüne.

Uzun zaman geçti, pek çok olay yaşadım. Hiçbiri o zaman yaşadığım korku kadar derin duygular yaşatmadı bana.

Bu yüzden, bir çocuğa ölüm korkusunu yaşatmanın nasıl büyük hasar vereceğini akledemeyenlere hep kızdım..