ken loach - omü sözlük
ve son olarak sosyal gerçeklik dediğimiz bir kavram var. sosyal gerçekçilik, yoksul ve işçi sınıfı topluluklarının günlük yaşamlarına odaklanan uluslararası çok yönlü bir sanat hareketidir. alt sınıf insanların sıkıntılı yaşamlarını pekiştiren, devamında buna sebep olan sosyal yapıları eleştiren, aynı zamanda aile olgusuna vurgu yapan ve topluluk dayanışmasını en üstte tutan bir harekettir. aslında tanımın geneline bakarsanız bize çok tanıdık geliyor. klasik türk filmlerinde posası çıkarılan bir akım. genelde bizde dramın dibi kazınır ki bu kesinlikle sosyal gerçeklik değildir. insanlar sürekli mutsuz, umutsuz ve hayata karşı hep isyankar tasvir edilir. bu yüzden türk sineması bir arpa boyu yol alamadı. işte bu işin teknik kısmının bu şekilde olmadığını loach'ın şöyle ifade ediyor;

''çoğu zaman insanlar acı çeken insanlar hakkında hikayeler yazarlar ve yazdıkları insanlar her zaman mutsuzdurlar fakat böyle olmaması gerekiyor. hangi sınıfa ait olursa olsun herhangi bir yere gittiğinizde orada komedi de vardır, kahkaha da vardır, aptallık da vardır kısacası bir sıcaklık vardır. ve bu, insanların hayatlarının gerçeğidir. bu mizah ve sıcaklık duygusunu keserseniz, asıl noktayı kaçırırsınız.''*

sosyal gerçeklik babında loach'ın ingiliz sineması üzerindeki zamanlaması o kadar mükemmeldir ki bahsettiğim tarihlerde ingiltere'de televizyon draması, çağdaş işçi sınıflarının çok az temsil edildiği ya da hiç temsil edilmediği dönemlere denk geliyor. işçi sınıfı gibi sıradan insanlar ekranda göründüğünde, gerçekten uzak bir şekilde tasvir ediliyorlardı. anlayacağınız sosyal gerçeklik dediğimiz kavramdan çok çok uzak bir biçimde. loach'tan önce ingiltere'de sosyal gerçekçi dram türü filmler yapıldı fakat hiçbiri onun kadar etkili olamadı.