kıskançlık - omü sözlük
bu kız, gelişim bakımından biraz geride kalmış bir çocuktu. inceliği ve narinliği nedeniyle evde pek işe koşulmamıştı, dolayısıyla hayli rahat bir yaşam sürmekteydi. ama altı yaşındayken bir kız kardeşi dünyaya gelince, durum değişti birden. kız, bambaşka bir çocuğa dönüştü, gözü hep kardeşinin üzerindeydi, içi kin ve nefretle dolup taşarak kardeşini izlemeye koyuldu. ne yapacağını şaşıran anne ve baba sert bir tutumla işe el atarak, her kötü davranışı için kendilerine hesap vereceğini kızın kafasına sokmaya çalıştılar.

günlerden bir gün köyün kıyısından akan çayda küçük bir kız ölü bulundu. kısa bir süre sonra yine benzeri bir olay daha yaşandı. sonunda kız yine küçük bir çocuğu suya itmek üzereyken suçüstü yakalandı. öbür cinayetleri de kendisinin işlediğini itiraf etti; bir psikiyatri kliniğine yatırılarak gözetim altında tutuldu, sonra da bir ıslahevine yollandı.

kızın kıskançlığı zamanla kendi öz kardeşinden koparak başka küçük kızlara kaymış, oğlanlara karşı düşmanca duygular beslemediği dikkati çekmişti. sanki kız, öldürdüğü küçük kızlarda kendi kardeşini görmüş ve işlediği cinayetlerle ihmal edilmesinin öcünü evdekilerden almak istemişti.''