`anadolu`'yu `mezopotamya`'ya bağlayan, batısında `şanlıurfa`, doğusunda `şırnak`, kuzeydoğusunda `siirt`, kuzeyinde `diyarbakır` ve `batman`, güneyinde `suriye`'nin `hasiçi` (el-haseke) ilinin `kamışlı` ilçesiyle komşu olan 47 plaka kodlu ildir. `midyat`, `nusaybin` ve `kızıltepe`, merkez ilçe mardin şehrinden sonraki en büyük ilçeleridir. 1990 yılında yapılan düzenlemeyle doğusundaki idil, cizre ve silopi ilçeleri yeni kurulan şırnak iline, gercüş ilçesi de yeni kurulan batman iline bağlanmıştır.
mardin, tarih boyunca hem önemli bir yerleşim yeri, hem de önemli bir konaklama ve ticaret merkezi olarak varolmuştur. süryaniler tarafından "kaleler" anlamına gelen `merdo` adıyla anılan mardin şehrinin adı, roma kaynaklarında maride, pers kaynaklarında marde, bizans (doğu roma) kaynaklarında mardia, arap kaynaklarında maridin olarak geçmektedir. mardin, hristiyanlığın ilk dönemlerinden 1930'lu yıllara dek `süryaniler` için önemli bir din merkezi konumundaydı. mardinli aramiler, aziz petrus (saint peter) aracılığıyla ms 38 yılında hristiyanlığı ilk benimseyen halk topluluğu olmuşlar ve eski inançlarını sürdüren soydaşlarından ayırt edilmek için "`süryani`" ( suriyeli ) olarak anılmaya başlamışlardır. mardin'de 493'de yapılan `deyrülzafarân manastırı` ile midyat yakınlarındaki `mor gabriel manastırı` (kartmin manastırı) yörede yaşayan süryanilerin önemli din merkezleriydi. siyasî ve dinî baskılar nedeniyle yüzyıllarca yer değiştirmek durumunda kalan süryani patrikliği, 1293'te deyrülzafarân manastırı'na taşınmıştır. `mardin meryem ana kilisesi`, xııı. yüzyılda katolik mezhebini benimseyen süryanilerin dinî merkezidir. süryaniler açısından önemli din ve kültür merkezleri barındıran bu yöreye sonradan yerleşen `artuklular` da `mardin`, `kızıltepe` ve `hasankeyf` şehirlerini kendi mimarî üslûplarında yapılarla donatmışlardır.
yöreye özgü en önemli geleneksel zanaat dalları bakırcılık, dokumacılık ve kuyumculuktur. bakırcılık ve kuyumculuk ilde hâlen yaygın olan uğraşlarken, osmanlı döneminde bâb-ı ali'ye ipekli ve tül dokumalar gönderecek kadar gelişmiş durumda olan dokumacılık, bugün eski önemini yitirmiştir. farklı farklı isimleri ve şekilleri olan ibrikler, genellikle hamam gereçlerinin taşınmasında ve muhafazasında kullanılan "`kildan`" denen kutular, acı kahvenin kaynatılmasında kullanılan "`mırra`" denen cezveler, güğümler ve mangallar, mardin yöresel bakır işçiliğinin en önemli ürünleridir. merkezi midyat olan kuyumculuk ise gümüş işçiliğinin yaygın olduğu ve daha çok süryanilerin uğraştığı bir zanaattir.
mardin, tarih boyunca hem önemli bir yerleşim yeri, hem de önemli bir konaklama ve ticaret merkezi olarak varolmuştur. süryaniler tarafından "kaleler" anlamına gelen `merdo` adıyla anılan mardin şehrinin adı, roma kaynaklarında maride, pers kaynaklarında marde, bizans (doğu roma) kaynaklarında mardia, arap kaynaklarında maridin olarak geçmektedir. mardin, hristiyanlığın ilk dönemlerinden 1930'lu yıllara dek `süryaniler` için önemli bir din merkezi konumundaydı. mardinli aramiler, aziz petrus (saint peter) aracılığıyla ms 38 yılında hristiyanlığı ilk benimseyen halk topluluğu olmuşlar ve eski inançlarını sürdüren soydaşlarından ayırt edilmek için "`süryani`" ( suriyeli ) olarak anılmaya başlamışlardır. mardin'de 493'de yapılan `deyrülzafarân manastırı` ile midyat yakınlarındaki `mor gabriel manastırı` (kartmin manastırı) yörede yaşayan süryanilerin önemli din merkezleriydi. siyasî ve dinî baskılar nedeniyle yüzyıllarca yer değiştirmek durumunda kalan süryani patrikliği, 1293'te deyrülzafarân manastırı'na taşınmıştır. `mardin meryem ana kilisesi`, xııı. yüzyılda katolik mezhebini benimseyen süryanilerin dinî merkezidir. süryaniler açısından önemli din ve kültür merkezleri barındıran bu yöreye sonradan yerleşen `artuklular` da `mardin`, `kızıltepe` ve `hasankeyf` şehirlerini kendi mimarî üslûplarında yapılarla donatmışlardır.
yöreye özgü en önemli geleneksel zanaat dalları bakırcılık, dokumacılık ve kuyumculuktur. bakırcılık ve kuyumculuk ilde hâlen yaygın olan uğraşlarken, osmanlı döneminde bâb-ı ali'ye ipekli ve tül dokumalar gönderecek kadar gelişmiş durumda olan dokumacılık, bugün eski önemini yitirmiştir. farklı farklı isimleri ve şekilleri olan ibrikler, genellikle hamam gereçlerinin taşınmasında ve muhafazasında kullanılan "`kildan`" denen kutular, acı kahvenin kaynatılmasında kullanılan "`mırra`" denen cezveler, güğümler ve mangallar, mardin yöresel bakır işçiliğinin en önemli ürünleridir. merkezi midyat olan kuyumculuk ise gümüş işçiliğinin yaygın olduğu ve daha çok süryanilerin uğraştığı bir zanaattir.