pulp fiction - omü sözlük
ilm, 1990'ların bağımsız film rönesansının zirvesiydi. bağımsız filmlerin büyük işlere kalkışmasında adeta katalizör görevi gördü. film yapımcıları tarantino'nun yarattığı bu hava ile artık yapımlarında pulp fiction'a benzer özel bölümlere ve pazarlama ağına daha fazla para ayırdı ve herkes tarantino'nun yarattığı estetiği taklit etmeye çalıştı. ben bunu şuna benzetiyorum: tarantino sinema okyanusunda bir akıntı yolu keşfetmişti ve herkes 90'ların sonuna değin bu açılan yeni akıntı yolunda sürüklendi. 90'ların sonlarında, milenyum ile beraber pulp fiction'ın zamansal etkisi giderek azaldı ve hollywood her zaman yaptığı türden filmler yapmaya geri döndü. yine de bu, filmin dönemin ana akım sinema fikrinden koparak insanlara farklı hisler yaratması ile bir indie film olduğu gerçeğini değiştirmiyor. film aynı zamanda zamanın ruhunu yakalaması nedeniyle o büyülü zeitgeist havayı da içinde barındırır. filmin 70'lerde ya da 80'lerde yapıldığını düşünürsek, 90'larda yaptığı etkiyi yakalaması çok ama çok zor olurdu. çünkü film geleneklerden koparak çağın o asi ruhunu o kadar güzel yansıtır ki tadı damakta bırakır. öyle ki film 90'ların tüm kültürel ilgisine hükmetmekle kalmaz, aynı zamanda bir neslin konuşma, düşünme ve birbirleri arasında havalı olarak gördükleri şeyleri somutlaştırma görevi görür. düşünsenenize o dönemler teknoloji tabanlı popüler kültür henüz dünya'yı ele geçirmemiş. şimdiki olduğu gibi, insanlar arasındaki anlık zevk paylaşımı yapılamıyor. kültürler alt kültürlere, alt kültürler mikro kültürlere daha henüz ayrılmamış. pulp fiction, sosyal medyanın olmadığı, ağızdan ağza laf taşınmasının kısmen daha yavaş olduğu* ve bir filmin ilk yorumunu öğrenmek için filmi sinemada izleyen bir arkadaşa sahip olmanın gerektiği bir zamanda dünyaya girdi. buraya kadar filmin, zamanın kapsülü içindeki etkisine değindik. peki filmi kült yapan şey, sıradışı bir suç dramasının 90'lar ruhu ile müthiş zamanlama içinde olması mı? tabiki hayır. bundan çok daha fazlası var.