sidney lumet - omü sözlük
hatta bir röportajında kendisine; ''adalet metaforunu neden bu kadar çok kullanıyorsunuz?" diye soru geldiğinde lumet, ''çok basit bir sözle başlayalım: eğer yasa çalışmazsa, bir demokraside hiçbir şey yürümez. her şeyin temeli budur. new york'un en zorlu bölgelerinde fakirlik içinde büyüdüm ve şimdi neden mi adaletle çok ilgileniyorum, çünkü o zamanlar etrafta çok fazla adaletsizlik görmüştüm."

diğer yandan bir karşılaştırma yapacak olursak lumet'in sokakları en az scorsese'ninki kadar acımasızdır fakat farklı olarak çok daha sade ve gerçekçidir. aslında bir nevi kendini bir yönetmenden daha çok toplumun politik ve sosyal meselelerine eğilen ve bunu kendine bir misyon olarak yükleyen bir tarz benimser. en iyi filmlerinde toplumsal çatışmalarının altında, sevgi ve aklın nihayetinde insan ilişkilerinde galip geleceği, hukuk ve adaletin sonunda tecelli edeceği inancı yatar.

lumet'in kahramanları ister bir jüri üyesi olsun, isterse beceriksiz bir soyguncu olsun, sürekli bir çözüm bulma çabası içinde içgüdülerini ve sezgilerini takip ederler. burada lumet'e göre önemli olan bu adamların eylemlerinin doğru mu yanlış mı olduğu değil, eylemlerinin gerçek olup olmadığıdır. bu eylemler bireyin vicdanı tarafından haklı çıkarılırsa, bu, kahramanlarına başkalarının baskılarına, suistimallerine ve adaletsizliklerine katlanmak için alışılmadık bir güç ve cesaret verir.