amacı sigara kullanımını azaltmak olmayan uygulamadır.
eskiden sigara kullanımı kapalı veya açık her alanda serbestti. yani sigara içmeyen insan önemsenmiyordu, ayrıcalık içenlerindi. oysa olması gereken tam tersidir. tütün türevi kullanmak sonradan kazanılan bir alışkanlık. e madem istisnasın, içecek yeri de arayıp bulacaksın. kullanmayan insanı zor durumda bırakmayacaksın. evinde iç mesela. kime ne? bana ne?
düzenleme: polemik değil açıklama amacıyla ekleme yapıyorum.
yazar dostlarımızdan biri isyan etmiş. dünya üzerinde yaşayan herkesin dünyayı kullanma anlamında hak sahibi olduğundan söz etmiş, doğru da söylemiş. ben ne kadar kullanıyorsam sen de en az benim kadar hak sahibisin. şahsımı hiçbir şeyden memnun olmamakla, her şeyden rahatsız olmakla itham etmiş. bu yargıya beni tanımadan nasıl varıyorsun? ben de senin önyargılı olduğun sonucuna mı varmalıyım? konuyu kafelerde gürültü sebebiyle insanları rahatsız etmeye getirmiş ve kendince bir benzerlik kurmuş. sanıyorum ufak bir noktayı gözden kaçırıyor. sigara sadece içene değil, o havayı teneffüs edenlere de zarar veriyor. aktif pasif içici meselesi hani. parkta sabah akşam sporunu yapmana kimse tek kelime edemez. ama insanlar birilerinin zevki yüzünden sağlığından olmak zorunda değil. \"o zaman o da parka gelmesin\" diyenler çıkarsa diye ekliyorum, sonuçta atmosfer kimsenin tapulu malı değil. nefes mi almasın insanlar? kafe meselesiyle bir tutulamayacak kadar da farklı noktada bu mesele. kafelerin topluma açık olduğunu düşündüğümüzde belirli seviyedeki gürültüyü özünde zaten barındırdığı sonucuna ulaşılırız. ha o gürültü, sınırını aşar ve birilerinin sağlığına yönelik tehdit oluşturursa, işte o zaman tekrar oturur konuşuruz. umarım meselenin özünü aktarabilmişimdir.
eskiden sigara kullanımı kapalı veya açık her alanda serbestti. yani sigara içmeyen insan önemsenmiyordu, ayrıcalık içenlerindi. oysa olması gereken tam tersidir. tütün türevi kullanmak sonradan kazanılan bir alışkanlık. e madem istisnasın, içecek yeri de arayıp bulacaksın. kullanmayan insanı zor durumda bırakmayacaksın. evinde iç mesela. kime ne? bana ne?
düzenleme: polemik değil açıklama amacıyla ekleme yapıyorum.
yazar dostlarımızdan biri isyan etmiş. dünya üzerinde yaşayan herkesin dünyayı kullanma anlamında hak sahibi olduğundan söz etmiş, doğru da söylemiş. ben ne kadar kullanıyorsam sen de en az benim kadar hak sahibisin. şahsımı hiçbir şeyden memnun olmamakla, her şeyden rahatsız olmakla itham etmiş. bu yargıya beni tanımadan nasıl varıyorsun? ben de senin önyargılı olduğun sonucuna mı varmalıyım? konuyu kafelerde gürültü sebebiyle insanları rahatsız etmeye getirmiş ve kendince bir benzerlik kurmuş. sanıyorum ufak bir noktayı gözden kaçırıyor. sigara sadece içene değil, o havayı teneffüs edenlere de zarar veriyor. aktif pasif içici meselesi hani. parkta sabah akşam sporunu yapmana kimse tek kelime edemez. ama insanlar birilerinin zevki yüzünden sağlığından olmak zorunda değil. \"o zaman o da parka gelmesin\" diyenler çıkarsa diye ekliyorum, sonuçta atmosfer kimsenin tapulu malı değil. nefes mi almasın insanlar? kafe meselesiyle bir tutulamayacak kadar da farklı noktada bu mesele. kafelerin topluma açık olduğunu düşündüğümüzde belirli seviyedeki gürültüyü özünde zaten barındırdığı sonucuna ulaşılırız. ha o gürültü, sınırını aşar ve birilerinin sağlığına yönelik tehdit oluşturursa, işte o zaman tekrar oturur konuşuruz. umarım meselenin özünü aktarabilmişimdir.