the big short - omü sözlük
peki özetle ne oldu? bankalar ev kredisi verdi, insanlar da bu kredileri çekip evler aldı. bankalar daha çok kredi verdi, insanlar daha çok evler aldı. sonunda ev talebi, ev arzını öyle bir aştı ki ev fiyatları inanılmaz derecede yükselmeye başladı. haliyle artık ev almayı düşünmeyenler ya da alamayacak olanlar için bile ev almak karlıydı. çünkü 10 tl'ye bir evi almak için ödeyemeyeceğin halde 15 tl'lik faizli borcun altına girmek, o evi 20 tl'ye satabileceksen gayet mantıklıdır. işte bankalar normalde kredi verilmemesi gereken bu gruba da kredi verdiler. plan gayet sağlamdı, ev kredileri sağlam kredilerdi, geri dönüşü kesindi, dahası bankalar bu kredi alacaklarını da menkul kıymet haline getirip bir de buradan kar elde etmeye başladılar. diğer yandan bu çok büyük bir riski de beraberinde getiriyordu. çünkü artık olası bir sorundan etkilenecek insan, kurum sayısı çok daha fazla hale gelmişti. bir yerden sonra ev fiyatları o kadar arttı ki ev talebi azaldı, senin elinde değerinin çok üzerine aldığın ve asla o fiyata satamayacağın bir ev ile faizi oldukça yüksek olan ve ödeyemeyeceğin bir kredi kaldı. banka senden krediyi tahsil edemedi ve nakit sıkıntısı yaşamaya başladı, dahası senin kredi borcunu garanti bir alacak olarak görüp bu tarz borçları (burası çok teknik konu, yanlış bilgi veriyor olabilirim o yüzden) başka borçlarla birleştirip bir paket haline getirip bunları da başkalarına menkul kıymet olarak satmıştı. haliyle bankalar verdikleri kredileri geri toplayamadılar, bu kredileri içeren menkulleri(kıymetli evrak diyelim) alanlar da aslında içi hava dolu bir balonu satın almış oldular, çünkü geri ödenmedi hiçbirisi. aslında filmde christian bell tarafından canlandırılan michael burry bu riski gördü ve bankaları uyardı gerçekte, ''bu krediler ödenmez, bunları sigortalatın.'' dedi, dediğini dinlemeyen bankalar da battı ki çoğu dinlememişti. işte film, tüm dünyayı etkileyen böylesine büyük bir ekonomik krizi farklı farklı kişilerin bakış açısıyla hiç taraf tutmadan gayet objektif şekilde anlatmış.
insanlar kötü düşünceleri sevmez bu yüzden olasılığı hep küçümserler.