trois couleurs bleu - omü sözlük
kieslowski kaderin, insanlığın, iyiliğin ve bencilliğin tarihin ilk zamanlarındaki belirlenmiş kuralları değiştirebileceği gerçeğine, hayatı nasıl yaşadığımıza bakmaya çalışıyor esasen. mavi özgürlükle ilgilidir, ancak bunu gerçekten başarmak için ne kadar ileri gidebiliriz? julie, yaşadığı büyük trajedinin anılarından kurtulmak için her şeyi dener, ancak tüm maddi mal varlığından kurtulduktan sonra bile hala özgür olduğu noktaya ulaşamaz. yaşanmışlıklar zamanla ne kadar solmuş olsa bile yaşadığımız ana var gücüyle tesir etmeye devam ediyor. tam da bu noktada filmin bize öğretmeye çalıştığı şey, hayal edebileceğimiz özgürlüğe ulaşamayacağımızdır. çünkü insan, hayatla tüm bağlarından kopamadığı sürece hiçbir zaman özgür olamayacaktır.

kieslowski mavi rengin her bir kıvılcımını filmin hikayesinde ve julie'nin kederini ve dünyadan kopuşunu ve akabinde kendi kendini keşfi için çok önemli olduğu bir görsel motif olarak kullandırması, filmin sinema tarihine kazınmasında bence en önemli etkenlerden bir tanesidir. kullanılan metaforlar, alegoriler ve sembolizmler o kadar harika bir şekilde harmanlanmış ki renk bolluğu ve diyalog eksikliğiyle artan sadelik izleyici yavaş yavaş bu acı dolu düz dünyanın bir parçası haline getirene kadar içine çekiyor. film bittiğinde ise akıp giden yazılara atılan boş bakışlar ve anlamsızlık insanın tüm zihnini ele geçiriyor adeta.