türkçülük - omü sözlük
hüseyin nihal atsız , zeki velidi togan , namık kemal , ziya gökalp gibi isimlerin ortaya attığı büyük turan ülküsünden hareketle kendi ırkını sevme , gelenek ve görenekleri yaşatma , Türk töresini uygulama .. en önemliside bütün türkleri bir araya turan devletini kurmaktır asıl konu .. kızılelma türkün sonsuzluğudur
Hüseyin Nihal Atsız Orhun dergisinde yazdığı makeleyle türkçülüğü şöyle anlatmıştır.

Türkçülük Türk Milliyetçiliğinin adıdır. Kelimenin sonundaki ek yerine göre mensupluk sevgi taraftarlik gösteren bir ektir. Türkçülük de türk sevgisi ve taraftarlığı olduğuna göre kelime yerin de kullanilmıştir. Başka milletlerin türk taraftarlığı ve türk sevgisi bu kelime ile ifade olunamaz. Zaten başka milletlerin türk\'ü sevmesi de gerçekten bir sevgiye değil geçici bir nezakete, çıkara , siyasi zaruretlere işarettir. Türk\'ü gerçek olarak Türk ten başka kimse sevemez . Türkçülük bir ülküdür. Ülküler milletlerin manevi gıdasıdır. Ülküsüz milletlerin en talihlisi dahi silik ve sönük kalmaya mahkumdur. Eğer bu millet talihlide değilse onun sonuncu yenilmek ezilmek hatta yok olmaktır. Ülküler gerçekle hayalin karışmasından doğmuş olan düne bakarak yarini arayan milletlere hız veren ve uğurunda ölunen büyük dileklerdir. Milletler ölebildikleri kadar yaşama hakkına sahiptirler.
Türkçülük büyük türk elinde Türk uğruna kayıtsız şartsız hakimiyeti ve bağımsızlığı ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.
Bu ülkü geçmişte birkaç kere gerçekleşmişti. Büyük Türkçülük ülküsü ve inaç ile yetişen gençlik sayesinde yarın yeniden gerçek olacaktır. Türkçülük dün bir kaynaktı bugün çaydır. Yarın çoşkun bir ırmak olacak ve önünde yabancı duygu ve düşüncelerden gelen bütün engelleri yıkacaktır.
Türkçülük dört kaynaktan geliyor.
1- Kökü çok eski olan ve Türk uğrunun şuuraltında yüzyıllardan beri yaşayan milliyetçilik
2- Tanzimat\'tan sonra Avrupa\'daki milliyetçiliklere benzeyen halkçı bir hareketin biz de tatbik olunmasını isteyen milliyetçilik hareketi.
3- Devletimizin içindeki yabancı unsurların ihaneti dolayısıyla doğan tepki.
4- Türklerin 200 yıldan beri çektikleri sıkıntılar.
Bu dört kaynaktan gelen düşünceler birbiriyle kaynaşip yuğrularak bugünkü Türkçülük ortaya çıkmıştır. Türkler Türkçülük ile güçlenecek kurtulacak ilerleyecek ve yükselecektir.Bir millet yükselme iradesini taşımazsa kendine güveni olmazsa başkalarının taklitten başka bir şey yapamazsa geçmişiyle övünmezse başkalarından üstün olmak istemezse ülkü için ölümü göze almazsa savaştan korkarsa o millet içinden çürümüş demektir.
Bugün Ülküler ve kahramanlar çağında yaşıyoruz. Geçmiş haklara dayanılarak dayanılarak davaların öne atıldığı hesapların görüldüğü günlerdeyiz. Kan çağlayanları kılıç şakırtıları ve gülle sesleri için de yarının neler hazırladığını bilemiyoruz. Bu kasırga arasında milletlerin yanlız geçmişlerini hatırlayarak milli ülkülerine yapıştıklarını görebiliyoruz.
Geçmişi olmayan yahut olup da unutulan milli Ülküsü bulunmayan devriliyor.
İnsanlığın tarihinde büyük kasırgalar eskiden zaman zaman gelip geçerdi. Gitgide bu kasırgalar sıklaşıyor. Bu gidişle tarih ebedi bir kasırgadan ibaret kalacak gibi gözüküyor. Bugün ayakta kalabimek için eskisi kadar sağlam olmak yetmiyor. Çok güçlü çok sağlam çok sert çok yürekli olmak gerekiyor. Bunun da bizim için birinci şartı Türkçülük ülküsüne sıkı sıkı yapışmaktır. Şaşıran ürken sapıtan milletleri tarih bağışlamıyor.
Türkçülük ülküsü bizden amansiz bir görev ahlakı istiyor. Subay hiç yorulmadan altı saatlik talimini yaptırırsa öğretmen bıkmadan öğreticilik işini yaparsa memur sinirlenmeden halka kolaylik göstermeye devam ederse doktor herşey den önce yurttaşlarının sağlığı ile ilgili olursa öğrenci herşey den önce dersini bellemeye çalışırsa ve bütün görevlerle rüybeler arasında ne caka ne gösteriş ne dalkavukluk ne de ilgisizlik olmadan bir ahenk kurulursa aşağıdakiler yukarının buyruğunu ukalalık saymaz yukardakiler de aşağının doğru ihtarlarına kizmazlarsa bütün karşılıklı işlerde görüşme ve konuşmalarda ne ikiyüzlülüğe kaçan nezaket nede kabalığa kaçan sertlik bulunmazsa görevin bizden bizden istediği şey yapılmış olur.
\"Gerçekten türkçü olmak kolay değildir. Her önüne gelen Türkçü olamayacağı gibi her türkçüyüm diyen de türkçü olamaz.\"
Her türkçü bulunduğu yerin görevini inaçla yaparsa türkçülük ülküsü sağlamlaşır. Türkçülük güçlenir.
Türkçülerin ilk işi görevlerini arınmış gönül ve inanmış yürek ile yapmaktır.
Orhun Dergisi 10. sayı 1 Ekim 1943