kış uykusu - omü sözlük
her karakteri içimizdeki nihilizmi ve yerleşmişliği göz önüne seriyor. Hiçbir karakter boş yere değil.

filmin Senaryosunun, Nuri Bilge Ceylan ve eşi Ebru Ceylan’ın geceler boyu süren tartışmaları neticesinde ortaya çıktığını artık bilmeyen kalmadı fakat artık düşünülmesi gereken şey ikilinin, kusursuz bir gerçekçilikle yarattıkları karakterler üzerinde kendi benliklerinden ne kadar faydalandığı.

adlardan yola çıkarsak:

aydın: entelektüel, bilgin. (ama sözde)
nihal: fidan.. (aydın'ın genç karısı)
necla: nesil,kız çocuk (kuşağı yansıtan)

filmin ilk teması kargaşa, kavga, iç sıkıntıları.
Her üç karakter de memnuniyetsiz. Oldukça temel bir açıdan baktığımızda her üçü de parası pulu bol fakat içten içe bencil, kendi doğrularıyla yaşayan ve bir diğerine tahammül edemeyen, ıssız otelin duvarları arasına sıkışmış insan parçacıkları.

Aydın, bir yerel gazete için yazdığı köşe yazısını hazırlarken onu rahatsız etmeyeceğini ve sehpanın üzerindeki dergileri kurcalayacağını söyleyen ablası Necla odaya giriyor. Tam bu noktadan itibaren de seyirci için bir filmi seyretme devri kapanıyor ve gerçeklik içindeki gözlemci kimliği baş gösteriyor.

çok uzun o sahnede olan bitene görgü tanığı oluyoruz ve necla, aydın'ı iç dünyasına girmek, onun yanlış olduğunu ispatlamak, yüzüne vurmak için her şeyi yapıyor.

hatırlarsanız "yanlış yapmaya fırsat vermek" sözü... beni çok etkilemişti. ilişkime karşı bakış açımı değiştirdi. çünkü haklıydı.

Aydın için sözde aydın tabirini kullanmamın sebebi:
pek çok konuda net ve değiştirilemez fikirleri olup bunları hiçbir zaman sorgulama zahmetine girmemiş biri. Necla’nın da dediği gibi inanç ve din üzerine ahkam kesebiliyor ama kendisi bir şeye inanmanın acizlik olduğunu düşünüyor. Üstelik bir şeye inanmayana da amaçsız gözüyle bakıyor.
Kısaca fikirlerini olgu üzerinden değil, birey üzerinden değerlendirmeyi seçiyor. Onun için inanmak ya da inanmamak değil önemli olan; inanan ya da inanmayan. Olgu (ya da eylem) için doğruluk yahut yanlışlık muhakemesi yapmıyor, onun fikir dünyası insan odaklı düşünmeye çalışıyor.
Zaten bunun ilk ipuçlarını da kahvaltı masasında Necla’nın kötülük üzerine öne sürdüğü tezine karşı oluşturmaya çalıştığı antitezle veriyordu. Necla ise Aydın’ın aksine farklı fikirlere daha açık gibi durmasına karşın çoğu zaman laf ile peynir gemisi yürütmeye çalışan bir tipleme. Daha çok seyircinin Aydın’ı tanıması için filme dahil edilmiş havası mevcut. Yanlış anlaşılmasın, kendisinin önemsiz ya da yan bir karakter olduğunu söylemek asla doğru değil lakin insanı, Aydın üzerinden anlatmaya çabalayan bir filmde pek de güçlü değil.
Güçlü olduğu yanı, Aydın’ı beslemekten ziyade Kış Uykusu’nun gerçekçiliğine yaptığı katkıda kendini gösteriyor.

ikinci bölüm karı koca ilişkileri.
gerçek sorunun döküldüğü tartışma öncesinde yönetmen net bir tavır sergileyerek ikilinin arasındaki soğuk suları seyircinin suratına serpiyor. Bu bölümün temel arka planı diyeceğimiz, Aydın’ın Necla ile yaşadığından çok daha uzun fakat odağa karısı Nihal’i de aldığı tartışma sahnesi ilk olarak evli çiftin yaş problemi üzerinden şekilleniyor.
id,süperego ve bu ikisinin arasında kalmış ego'nun gösterisi de diyebiliriz.
özgür olmak ve vicdan'ın savaşı sonucu ortaya çıkan nötr güç. tam bir uzlaşı da sayılmaz ama bir karar alma var. birbirlerinden uzaklaşıyorlar. bir gerçek varsa hepsi güç istenci ile yürüyor. en iyi olmak, güçlü olduğunu ispatlamak..
nihal zaten bu yüzden aydınlaşıyor. oysa ikisi arasında güzel bir orta yol bulunabilir, tavizler verilebilir ? neden olmasın ?

Ceylan’ın filminde öğretmen Levent, din adamı Hamdi ve alkolik İsmail gibi yan karakterler de mevcut ve her biri, zihnin bir organizmayı tamamlamaya yetecek yan elemanlarına katkıda bulunuyor. Hiçbiri boş beleş karakterler değiller.

vicdan, saf çıkarcılık, id, gelenek öncesi ahlak : klasikleşmiş bir durum evet. çünkü tam da bizim insanlarımızı anlatıyor.
Alkolik ismail en vurdumduymaz tip çünkü varoluşunun bir nebze olsun farkında. o kişiliği oluşturmak için bu topraklarda yoğrulmuş birini kimse parayla kandıramaz. tek sorunu cahilliği. tecrübelenmeden kişilik oluşturmanın tehlikeli boyutları vardır.

Film üzerine konuşulacak çok şey, keşfedecek çok fazla gizem var. Filmden öte bir felsefi tartışma ortamı.

ülkeye yararlı bireyler yetiştirme gibi bir amaç edinirse hükümet;
liselerde kritik(eleştirel) düşünme, mantık, safsata, tartışma kültürü gibi dersler verilirse kesinlikle bu filmden çok örnekler verilip analiz yapılabilir.