marcel proust - omü sözlük
bilindiği gibi üst sınıf bir aileden geliyor ve sağlam bir kültürel altyapı ve entelektüelliğe sahip. hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir astım hastalığı var ki bu hem bir lanet hem de bir avantaj gibi. neden avantaj peki? bunu da adler açıklasın; ''tazminat; bir insanın ilgi ve eğitim yoluyla, azgelişmişliği veya fiziksel, zihinsel işleyişin aşağılığını telafi etme eğilimidir.'' tabii bu ''tazminat'' bilinçli yaptığımız bir şey değil. proust, 9 yaşında astıma yakalandıktan sonra fiziksel aşağılığını edebi duyarlılık olarak telafi eğilimine geçiyor ki bu hayatının son anına kadar devam edecek bir şey halini alıyor. (bkz: alfred adler/@guyiks)

hani öyle ki artık hukuk ve felsefe eğitimi askerlik derken 1893'te babasına, ''edebiyat ve felsefe dışında yaptığım her şeyin boşa harcanan zaman olduğuna inanıyorum.'' yazacak kadar bu yola baş koymuştur. gazetecilik ve kısa öykü yazarı olarak kariyerine başlıyor ki daha önce de söylemiştim, müthiş bir gözlem yeteneği vardır. paris cemiyet hayatındaki ilk gözlemlerinde daha sonraki çalışmalarının çoğunu temel alacak olan ortamların ilk taramalarını yapar. ilk öykülerindeki karakterler, zenginliğin mümkün kıldığı güzellik ve kültürün posasını çıkaran boş zamanların erkek ve kadınlarıdır.